Pages

1 Şubat 2009 Pazar

Bir Metallica İleri,Yüz Onur Geri


biraz geç oldu sanırım bu hikayeyi yazmam ama başlıca 2 nedeni var şimdi yazmamın.birincisi;blog yeni,ikincisi;bu yaz manyak bi konser daha olduğunun haberi.haberiniz var mı bilmiyorum ama 20 temmuz 2009'ta Deep Purple Türkiyeye geliyor.Neyse bu yazı benim metallica konseri öncesi ve konser sırasında olanları anlatacak.Zar zor biriktirdiğim parayla bindiğim İstanbul otobüsünde deliler gibi Metallica dinlerken başıma böyle şeyler geleceğini hiç tahmin etmemiştim,ama deliler gibi eğlendiğimi de atlamamak lazım.neyse 24 temmuz akşamından başlayalım.İstanbula gittiğimde her zaman görüştüğüm 5-6 arkadaşımla,arkadaşın evinde "tadından doyulmaz ölümcül 3'lü"(rakı-balık-meze) akşamı yaptık ama tabii ki beni tanıyanlar bilir eğer sevdiğim bişe varsa ortamda,sevgimi biraz abartarak gösteririm.Örnek olarakta o gece 9 duble rakı içip ortalığı dağıttım gerçeğini verebilirim.Tabii o akşam ben yaptığım şeylerin bana geri döneceğini hesaba katmadan,ver coşkuyu ver coşkuyu nidaları ile eğlenirken bir bakmışım sabah olmuş.aynen böyle!!Bi baktım sabah,aradaki herşey kayıp.neyse o aradaki olayları geçelim.Sabah inanılmaz bi baş ağrısı olduğu ve üstündekilerin değişmiş,altında bir mayo olduğu ve mayonun altında hiç bişe olmadığı ama asıl enteresan olanı o mayoyu giydiğini hatırlamamanın ne demek olduğunu düşünsene!Tabii midem çok ama çok kötü olduğundan dolayı hızlı bir istirahat ve kısa süreli bi diyet lazım değil mi?Ama bunlar bizi bozar mantığı ile 25 temmuz akşamına doğru konsere birlikte gideceğim kuzenim(kaan) ve arkadaşı(kutlu) ile kadıköy iskelesinde buluştuk.Tabii benim halim perişan.Elim ayağım tutmuyor,babaannemin yaptığı yoğurtlu bi çorba ile duruyorum(ulan hep yapar babaannem şu çorbayı,ismini bi sormayı akıl etmiyorum yaw).Neyse biraz bi pub'da oturduktan sonra rex sinemasının oradaki Teachers adlı mekana gidip geceledikten sonra bi balık ekmek keyfi ile birlikte kuzenin boş evine doğru yola koyulduk.Sabah saat 8'e kadar içmeye devam ettikten sonra aynen yatışşşş...Sabah kalktığımda karnımda sanki bi Alien olduğu hissi ve bu hissin ne zaman geçeceğine dair düşünceler ile birlikte kalkıp evin yolunu tutmak.Ahh ne kötü bi acıdır o.Eve gidince son sürat bi duş ve yine yoğurtlu çorba ile yatışşş...Kalktığımda akşam için hazırlık yapmıştım ama ne göreyim!!!Metallica(ride the lightning) t-shirtüm yoktu.Bavulun altını üstüne getirmeme rağmen bulamadım.Adana'da unutmuşum.Zaten uzun sakalımı kestiğim için ayrı bi sinirliydim.Ayrıca bu karın ağrısı ve t-shirt beni deli etmeye yetti.Neyse Göztepeden Bostancıya bizimkilerle buluşmaya gidildi.Akşam ise planlandığı gibi gece 2-3 gibi stadın oraya gidip orada sabahlama düşüncesi.Kaan ve Kutlu ile buluştuğumda plan aynen böyleydi.Benim kafama hiç yatmayan bi plan olmasına rağmen aynen böyle yapacaktık ki Kutlunun pencereden dışarı bakıp "Hassttrr yağmur yağıo lean" demesi ile planda bir değişiklik yapıldı.Plan gece İstiklal'e gidip orada bi barda geceyi geçirmek,saat sabah 5 gibi stada gitmekti.Aynen öyle oldu.İstiklal'deki ziraat'ın önündeki sokakta bi bara gittik ama tıka basa doluydu,bizde güzel bi yerler aramaya başladık.Gezerkene bi yerlerden bangır bangır "Woman from Tokyo"(tam hatırlamıyorum) çalıyordu.Şarkının çaldığı yere gittiğimizde 3 tane kızın işlettiği bi bar çıktı karşımıza.Bizde bizden bekleneni yapıp "eyi eyi" nidaları ile içeri girdik.İlk çaldıkları parçalar güzel olmasına karşın daha sonra disco partizani ve türevlerini çalmaya başlayınca tadımız kaçtı ve muhabbete daldık.Bu arada tuvaletin yanında 2 tane beyaz önlüklü hatunun ne yaptığını anlamadım ben hala.Çok tırsmıştım onlardan yaw.Neyse saat 5.30 civarı taksi ile Yüce Ali Sami Yen stadına gidildi.Stada gittiğimizde çok dolu olmasa da yine de kalabalıktı.Herkes karton kutuların üstünde yatmış uyuyordu.Artık midemin tamamen yok olduğuna veya başka birşeye dönüştüğüne inanmaya başlamıştım.Allahtan tıp öğrencisiyim,kendime bakmam lazım.Bari kötüsün .mına koyam niye hala içiyon dediğinizi duyar gibiyim ama işte oradan sölemek kolay a.q:Dneyse bi köşeye oturduğumuzda yanımıza değişik bi şivesi olan,dışarıdan hiç metal müzik dinlememiş birine benziyen biriyle muhabbete başladık.Meğer adam tam bir Metallica manyağımış.Bileti ilk çıktığında aldığını söylüyordu durmadan.Kutluyla bayaa bi muhabbete dalarken,ben ve kaan konserin çok güzel olacağını konuşuyorduk.Güneş kendini yavaş yavaş kendini gösterdiği dakikalarda biz elemanın yanından ayrılıp,stadın duvarları altında bi kutu bulup oturduk.sonra uyumamak için muhabbet etmeye başladık ama ben kendimi gerçekten çok kötü hissediyordum ve çok yorgun düşmüştüm ama hayatında kaç kere metallicayı görebilirdin ki?neyse doğal ihtiyaçlardan dolayı ben onlardan ayrıldım ve çevredeki yerlerdeki wc'lere girip çıkıyordum ama hepsinin birşeyi hep aynıydı,deli gibi doluydu.nereye girsem deli gibi doluydu.neyse aradan o ihtiyacı da çıkardık ve bi poğaça alarak onların yanına geri döndüm.aynı nedenle onlarda benden ayrıldılar ve ben tek kaldım.millet akın akın geliyordu stada.kaan ve kutlu geri dönerken yanlarında bi genci de getirdiler.lise 2. sınıfa giden bi çocuktu ve sahne önü bileti vardı.bize metallicayı ne kadar çok sevdiğini,bu bileti alana kadar çok çektiğini falan anlattı.stadın içine girene kadar bizleydi.hatta bizim 2 biramızı bile içti.ben yorgunluktan çok bitap düşmüştüm ve bi yarım saat uyumuşum.uyandığımda herşeyin aynı olduğunu görmek ve konsere daha saatler olduğunu bilmek gerçekten çok kötü bi duyguydu.stadın dışı gittikçe kalabalıklaşıyordu.bizde tam yer değiştirecekken benim Adanadan bi arkadaşıma rastladım.Geleceğini sölemişti ama sonra hiç görüşememiştik.Hikayenin bu kısmı biraz önemli.İleride bu arkadaşım çok işe yarayacak.neyse devam edelim.Ali Sami Yen stadına gidenler bilirler,giriş kapılarının yan taraflarına büle kırmızı direklerin çevrelediği küçük bi alan var.hemen giriş kapılarının yanında.bizde bi 2-3 saate alırlar düşüncesi ile o küçücük yere girdik.Tabii biz girdikten sonra etrafımız doldu ve hangi nedenle olursa olsun oradan çıkamayacaktık.Tabii ben kendimi hala çok kötü hissediyordum.Artık içmeye bi son verip kapıların açılmasını bekliyorduk.yaklaşık 5.5 saat biz o küücük yerde durduk.tabii o parmaklıların üstünde oturan çocuklar da vardı.bizim yanımızdaki elemanda çıkınca biraz daha rahatladık ama o kadar kalabalıktı ki hemen gidenin yeri doluyordu.kaan ve kutlu içmeye devam ederken ve ben kıvranırken yandaki bi çocuğun bize söylediği şey beni tedirgin etti ve başıma gelecekleri birden gözümün önünden geçirdim.çocuk acaip işeyesim geldi,şuradaki su şişesini verir misin dedi.bizde verdik ve çocuk milletin ortasında şişeye işedi,dışına da yarısını taşıdı ve önümüzde attı.tabii başka yere atamazdı çünkü her taraf insan doluydu.tabii bizimkilerinde ihtiyacı gelince aynı şeyi yaptılar ve etrafımızdaki herkes öyle yaptı ve önümüz tam bi işemik duvarına döndü.tabii son 2 kişi şişe kalmayınca duvara işedi ve bizim durduğumuz yeri ağır bi işemik kokusu aldı.ulan zaten kötüyüm bi de üstüne bu tam beni felç etti.artık sinirlerim bozulmaya başlamıştı.herkes 1 saat sonra veya yarım saat sonra içeri alacaklar diye söylenti yayıyordu.karşıdan tv bizi çekiyordu.hatta o sinirli halim tv'ye de yansımış bunu da dipnot olarak geçeyim:)zaten sıkışık olduğumuz yere biri yabancı 2 kişi daha geldi.görevlilerden birinin tanıdığıydı bunlar ve önümüzden zorlanarak geçerek kapının önüne geldiler.tabii çok sinirlenmiştik.artık elemanlar kapıları açmaları için kapılara vuruyordu.o kadar sinirlenmiştim ki bulunduğum duruma birde "sttr et metallicayı yaw ben gidiom,yoksa leşim çıkacak buradan a.q" bağırışlarını ekliyordum.lütfen diyordum şu kapıyı açsınlar,lütfen diye yalvarırken birden turuncu tulum giyen elemanlar kalabalığı yararak kapıların önüne geldiler.saat 15.20'yi gösteriyordu ve birazdan alacaz diyorlardı.saat 16.00 civarı kapılar açıldı ve inanılmaz bi izdiham yaşandı.herkes birbirini ittiriyordu.bende çocuğun birini kenara ittirdim,çocuğun ayağını biraz yerden kesmekle birlikte,çocuğu düşürdüm yere.o kadar manyaklaştım a.q.Çocuğa girişmem an meselesiydi ama baktım önüm boş hemen aramadan geçtim,biletimi gösterdim ve içeri girdim.içeri girdiğim o anı unutamıyordum.koskoca bi yer,hava çok güzel,tam bi konser havası ve tam bir metal seyircisi.Kaan'ın bileti sahne önüydü ayrıca yengem de(Kaan'ın annesi) gelecekti konsere.onunda bileti sahne önüydü.Kutlu ile benimki saha içiydi ama önceden girdiğimiz için stada sahanın en önüne gittik.yengem daha sonra gelip kaanla buluşacaktı ve sonra gireceklerdi içeri.tabii bizi iki sürpriz bekliyordu.ben yanıma peşin para almamıştım.son 4 ayda biriktirdiğim para bankamatik kartımdaydı ama bankamatik kartım bende değildi.kart kaandaydı ve kaan dışarıdaydı.kaan'ı aradığımızda kutlunun cebinden bir müzik sesi duyuldu.kaan'ın telefonu bizde kalmıştı.olaylar iyice sapa sarıyordu.yanımızda çok az miktarda para vardı ve zaten biz o paranın birazını konser alanına girdiğimizde bira aldığımzda verdik ama o zaman bankamatik kartının kaanda kaldığını bilmiyorduk.Deli gibi açtık,ayrıca çok susamıştık.elimizdeki para anca bu geceki su ihtiyacımıza yeterdi.benim sinirlerim çok ama çok bozulmuştu.kendimi hiç iyi hissetmiyordum.ayrıca çok yorgunduk ve konser alanı o kadar çabuk doldu ki yere çömecek yer bile olmuyordu.güneş bizi yakıyordu hatta yakmakla kalmıyor gözümüzü bile açtırmıyordu,tam karşımızdaydı.2 saat boyunca muhabbet etmemiz gerekti.2 saati geçirmemiz gerekti.etrafa baka baka,konuşa konuşa zaman geçerken yengemden bi mesaj geldi kaanın telefonuna "oğlum ben geldim siz neredesiniz?".biz tamamen unutmuştuk yengemi.kaanın telefonu bizdeydi,o kaanı nasıl bulacaktı.Yengemin telefonundaki bi sorundan dolayı arayıp konuşamıyorduk.sadece mesaj atabiliyorduk.kutlunun telefonunun şarjı zaten bitmek üzereydi ama benim ki tamdı.yengeme bikaç mesaj sonunda olayı özetledik.ona kaanın başlarda olduğunu,daha içeri girmediğini söyledik.konser başlamaya yaklaştıkça yengemden bulduk mesajını bekliyorduk ama yengem hep bize bulamadım,nerede tarzında mesajlar atıyordu.tam bir kabus gibiydi.dışarı da çıkamıyoduk çünkü arkamda binlerce kişi var.en önde olduğumuz için sahne önüne de parmak üçlarımız ile bakıyorduk belki kaan girmiştir içeri diye ama hiç bi yerde görünmüyordu.yengem hala nerede bu çocuk gibi mesajlar atıyordu ve bizde onun nerede olduğunu tarif ediyorduk.sanırım bu vesile ile yaklaşık 20 mesaj falan çekmişimdir belki daha fazla.saat 18.00'ı geçerken sahneye Sword grubu çıkıyordu ve yavaş yavaş konser başlıyordu ama bizimkiler hala dışarıdaydı.Yengem,kaan'ı bulamadım belki içeri girmiştir,bende içeri giriyorum diyip o ara içeri girdi.bizde umarım birbirleri bulurlar diye ümit ediyorduk.O anda telefonuma bi mesaj daha geldi ama bu mesaj yengemden değildi.girişte gördüğüm Adana'dan olan arkadaşımdandı."Kuzenin seni efes standının orada bekliyor".Mesaj aynen buydu.Birden kutluyla ikimiz sevindik çünkü ikiside içerideydi.yengeme efes standında gitmesini mesaj olarak yazdığımda olaylara bi aksilik daha eklendi.telefon o kadar mesaj attıktan sonra kafayı yedi ve mesajlar gitmemeye başladı.iletim raporları gelmiyordu,hata veriyordu.artık psikopatlaşma noktasına varmıştım.deli gibi ağrıyan karnıma,yorgunluğuma,açlığıma,paralı parasızlığıma,susuzluğuma birde telefon eklenmişti.En sonunda mesaj gitti ama yengem efes standının orada kimseyi bulamadığını söyledi.tam bi kabustu yaşadıklarımız ama biraz rahatlamıştık çünkü ikiside içerideydi ve sahne önünde sittin seni bulurlardı birbirlerini.daha sonra ben öle etrafı süzerken birden şöyle bi 15-20 metre ilerimden kaan geçti.etrafa bakınıyordu.bağırdım,ellerimi salladım ama bi poka yaramadı.adam görmüyordu.bi 5 dakka sonra aynı şekilde yengemi gördüm.ulan birbirlerini arıyorlar ama bulamıyorlar a.q die düşünürken telefonuma bi mesaj daha geldi:"kaanı buldum."Sonunda huzura eriyorduk ve konserin tadını çıkarmaya başlıyorduk.Sword geldiğinde ben pek hevesli değildim ama grubu beğenmiştim.İnanımlaz bi kalabalık vardı yani bi adım atmak bile imkansızdı.durduğun yerde sağa sola kayıp eğlenmen lazımdı.ayrıca arkadan milleti yarıp ön tarafa geçmeye çalışanların yaptığı şerefsizlik,bu şerefsizliğe arkadan milleti itenlerin şerefsizliği eklenince iş çığrından çıkmıştı.pentegram sahneye çıktığında bu ipnelik doruk noktasına çıkmıştı.bikaç tane götoolanının yaptığı ipneliklerden dolayı herkes yere düşüyor,birbirlerini eziyorlardı.bizzat ben bile ayıptır sülemesi bi kızın belki de ileride yaşayacağı bi tecrübeyi o anda yaşamasını sağladım.tabii ki istemeyerek,kendiside söyledi ve ayrıca deli gibi arka tarafa sövdü.yaşı küçüktü ama çok büyük laflar çıkıyordu ağzından.bayaa takdir etmiştim kızı yaw,ii sövdü valla.namus,ana hiç bişe bırakmadı elemanlarda ama o p.çler sonuna kadar hakettiler.daha sonra Pantera'dan Rex Brown ve Phil Anselmonunda içinde bulunduğu Down adlı grup sahneye çıktı.pogolar havada uçuşuyordu ve ittirmeler iyice artmıştı.kutlu buna dayanamadı.zaten susuzluktan ağzımız kurumuştu,bağırmaya takatim yoktu.en sonunda en önden çıktık ve kenarlara doğru gittik.Ayaklarım deliler gibi sızlıyordu.çok ama çok yorgundum.hiç bu kadar yorgun hissetmemiştim kendimi.en sonunda kenarda bi bira fıçısı buldum ve oturdum.o kadar mutluydum ki oturduğuma ama beni daha mutlu edecek şey tam yanımdaydı.yanı başımda su satılan stand vardı.ahhhh o mutluluk...daha sonra Down sahneyi terk ettikten sonra sıra Metallica'nındı.saat 9'da çıkmaları lazımdı.Bekledik,bekledik gelmediler.Tribünlerde inanılmaz bi meksika dalgası vardı.çok etkileyici bi seyirci vardı alanda.yaklaşık 1 saat 15 dakka bi gecikme ile birlikte Metallica sahnedeydi.Birden ışıklar kapandı ve intro yavaştan yavaştan giriyordu.İlk önce Lars göründü,sonra Robert ve Kirk.En sonunda James göründü ve Creeping Death ile başladılar.Konser muhteşemdi onu söylemem lazım.Gerçekten seyirci inanılmazdı.Önümdeki yaşlı amca bile lepper messiah'ı ezbere biliodu.gerçi o bilmeyecekte ben bi bilecem ama yine de seyircinin ne kadar kaliteli olduğunu belirtmek lazım.tek kusur bence çok çocuk vardı.yani lise 1-2 çağında çok çocuk vardı.hepsi köseydi a.q.bu konuda canım bayaa sıkılmıştı ama yine de seyirci seyircidir.Midem iflas etmişti onun farkındaydım çünkü ne açlık hissi ne de ağrı hissediyordum artık.Konserin sonunda da aksilikler bırakmadı bizi.Konser bittiğinde hemen sahne önüne gidip kaanla yengemi alalım dedik ama onlar diğer taraftan çıkmışlar.telefonla yengeme mesaj atalım diyecekken benim telefonun şarjının çok az kaldığını gördük.hemen bi mesaj attık ve gelen cevapta "kokoreççinin oradayız" yazıyordu.ondan sonra telefon kapandı.iyi hoşta kokoreççi nerede a.q.yaklaşık 20 dakika onları aradık ama bulamadık.En sonunda GS megastore'un önüne biraz oturdum ve kutluya biraz dinlenelim dedim.kafamı bi kaldırdım ve ileride yengemle kaanı gördüm.bu ikinci kez oluyordu.hemen yanlarına gittik.yengeme selam verirken birşeyi farkettim.Sesim kaybolmuştu.kısılmamıştı bildiğin kaybolmuştu a.q.Taksiye atlayıp karşı tarafa geçerken Güngörendeki bombalı saldırı duyunca bütün keyfimiz kaçtı.Takside konserin kritiğini yaparken sonunda bittiği için çok mutlu olduğumu farkettim.Konser alanına girerken sarf ettiğim sözlerin kızgınlık anında söylendiğini düşündüm ama gerçekten çok şey atlatmıştım.Burada yaşadıklarımın %70'ini anlattım.anlatmadığım daha çok şey var.Gerçekten bi kabus gibiydi ama tekrar tekrar görmek istediğim bi kabustu.O gün sadece 1 poğaça yemiştim.24 saattir sadece 1 poğaça ile duruyordum ama içtiklerim açlığımı bastıtıyordu.Daha sonra Göztepede indikten sonra başka bi taksiyle eve gittim.Kapıyı açtığımda babaannemin uyanık olduğunu gördüm.Hemen aklıma ilk gelen şeyi söyledim babaanneme:Yemek!!!Hemen dolaptaki zeytinyağlı dolmayı çıkardı bi tepsiye ve yanına da çok hoş kokan ve kokusunun çok tanıdık olduğu birşey koydu.Koyduğu şey ise hala adını bilmediğim yoğurtlu çorbaydı...

3 yorum:

  1. Hayatımın konseri idi nokta

    YanıtlaSil
  2. benim de tekrar görmek isteyeceğim bir kabus. biz de sahaiçindeydik ve kapılar açıldıktan sonra içeri girmemiz de çok zor olmuştu ama her şeye değerdi :D

    YanıtlaSil
  3. biz bi ara öyle bi koptuk ki,millet işeyemiyor die bizim oraya gelip duvarlara işediler.bildiğin işemiğin içinde 2-3 saat bekledik:D

    YanıtlaSil

Dil Pabuç Gibi!