Pages

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Learning To Live


hmmmm arakadan başlıktaki gibi Learning To Live şarkısını açtıktan sonra yine az sayıdaki takip edenlerime biraz üstünde akıl yoracağınız ve bir çok potansiyel bakış açısı bulacağınız bir yazı yazacağım.ufff neden böle spiker ya da köşe yazarı gibi girdim yaw,ben tamamen bir serzenişimi sizlerle paylaşıp mantık yoluna sapmak istiyordum.beni bilen bilir,hayatımın merkezine mantığı yerleştirmeye çalışan bir insanım.bu mümkün mü?evet hemde hayli hayli mümkün ama bu sefer hayattan zevk almazsın çünkü mantığın kendisi bir kalıp ve bir kuraldır.hayatı mantığa adayan insan varsa(ki hiç zannetmiyorum) iş zor gibi görünüyor.hayatın getireceği güzelliklerin çoğundan mahrumdur kendisi.önemli olan koordinasyon.aklınla,kalbinle,ciğerinle,dalağınla vs. bir olmak.başlığım neden "Yaşamayı Öğrenmek" olduğunu sorabilirsiniz.sorun hadi sorun.duuur sorma anlatacağım.hayatımda pek çok şey iyi gitmiyor veya gidiyor ama ben görmüyorum.belki çok fazla farklılık ve istikrarsızlık görmüşlüğümdendir bilmiyorum ama şunu biliyorum ki iyice duygusuzlaştım.bardağın dolu yada boş olması beni ilgilendirmiyor,benim sorunum orada bir bardağın olduğu....
bazı günler nedensiz yere kendimi kaybediyorum,boş boş etrafa bakıyorum ve ağlamak geliyor içimden ama ağlayamıyorum.tabii hayatımda kimsenin yaşamasını istemediğim şeyler yaşadım ama abim veya annem veya babam yanımda değillerdi ve bunları yaşadığım da tam ergenlik zamanındaydım.o çöküntüden,o yıkımdan çok iyi çıktım ve her zaman kendimle gurur duydum.tek bir parça olarak çıktığım için ama arkamda çok büyük bir şeyi bırakmışım.bunun farkına çok sonra vardım.bir abim var benim aramızda 6 yaş var.tek bildiği bu onur'u nasıl kullanırım?adamın benimle alıp veremediği o kadar çok şey var ki!abim dediğim adamı da canımdan çok seviyorum bunu da bütün herkes bilir.millet beni tanımadan abimi tanır ama benim gördüğüm karşılık işte bu.tbii buna üzülüyorum ama bazen de takmıyorum.böyle de iyiyim diyorum.demem lazım ama işte o parçam o yıkımın altında kaldı.3 yazdır abimin saçma sapan benmle küsmelerine maruz kalıyorum.ailem hatanın abimde olduğunu biliyorlar ama bir uygulamaya geçmiyorlar.o bizim oğlumuzdur diyorlar.Eee peki ben sizlere sorarım ey ahaaaalliiiii,ben onların neyiyim?çok aramızda tartışma yaşanır ve bunların %95'i abim kaynaklıdır ve bunu abimde bilir aam itiraf edemez.o kadar dominant ki ailede, o kadar beyinlerini yıkamış ki ailemizin,bana gelip dır dır konuşuyor annem ve babam "oğlum git özür dile,evde gerginlik olmasın" diye.benim ismim onur ama ben sayısız kere haksız yere gidip özür dilemişimdir ailemdeki her bireyden.artık kendimden o kadar utanıyorum ki,ismimden o kadar utanıyorum ki.beni ayaklarının altına alıp eziyorlar ama ben ailemi suçlayamam çünkü şikayetöi olduğum abim de ailemin oğlu.zaten annem ve babamdaki huy abime geçmiş.yani benim destek istediğim kişiler zaten en baştan şikayetin kaynağını yaratan insanlar.bu yaz ki olayda durduk yere abim bana küfür etti.bakın bende mantık dışı şeylere inanmam ama inanın aynen dediğim gibi oldu.isterseniz yemin bile edebilirim.1.5 aydır falan konuşmaz benle ama bizimkilere onur benle konuşmuyor der.diyor da.olayda ağzımdan çıkmamış lafları bizimkilere anlatıyor ve onlarda inanıyor.burada konuştuumuz abim hea,hani bana abilik yapması lzım arkadaşlar bakın!her zaman olduğu gibi sonunu çok iyi biliyordum.birgün babam bana telefon açacak ve aynen şu lafları diyecek:"onur git abinin yanına özür dile,aranızı düzelt bunu ailemiz için yap eğer bir daha böyle birşey olursa bana anlat."fix her zaman duyarım bu lafları ve bu gece telefonum yine çaldı ve babam aradı.konuşmasından anladım.kabus gibi aynı lafı tekrar etti:"özür dile."-yaw kardeşim ben özür dileyecek bişe yapmadım.ağzımdan özür dileyecek bişe çıkmadı.hala anlatamıyorum herhalde özür dilenecek bişe yok.kendi kendine bişeler yaptı ve bunu düzeltmeye çalışıo ama sizin üzerinizden çünkü saçma sapan hareket ettiğini kendi benden daha iyi biliyor ama özür dilerse o sanki yeni çağın başlangıcı gibi bişe olacak ve bu onu istemiyor-her zaman ailenin önce ve en önemli temellerden biri olduğu için gider anlamsız bakışlarla konuşurdum abimle.bu sefer de kabul ettim ama gitmedim ve o kadar mutluyum ki.nedenini açıklayayım.hayatta sınırı olmayan hiçbir şey yoktur.tabii Tanrı dışında.onun da sınırını daha bulamadığımız için böyle varsayıyoruz ya da inancımız bu yönde.ailenin de bir sınırı olmalı.hayatta haksızlığa yer olmalı,kötülüğe yer olmalı.bunlara bazılarımız göz yumar yada yummaz.ben çok yumdum ileride de yumacağım ama kendimi kaybedemem.bunlara her göz yumduğumda bir parçam yere düşüyor.ruhum soluyor,daha soluk hale geliyor.çok iyi bir hayat yaşadığım söylenemez ama ileride iyi bir hayat yaşayacam gibi görünüyor.ailemin bana yaptığı bu manevi çöküntüyü(tabii bu anlattığım diğerlerinin yanında hiçbir şey sadece yazmak istedim bu olayı) ileride belki aklıma bile getirmeyecem.ne zaman veya neden olduğunu unutacağım.çünkü affetmiş olacağım.onlar benim ailem en sonunda.affetmenin,özür dilemenin büyük bir erdem olduğunu onlar bilmiyor çünkü benden hep gördüler halbüki bunların ne kadar büyük özveri istedikleri hakkında en ufak bir ipuçları yok.ailem sayesinde dik durmayı öğreniyorum.kötü şekilde öğreniyorum ama unutmayın ki kötü şekilde öğrenilen herşey daha sağlam ve kalıcı olur.yarın babamın yalan söylediğimi farkettiği anda yüzündeki ifadeyi görmek çok isterdim.alışkanlığının karşısına bir çınar ağacı dikildiğini görünce benim mutluluğumda filizlenecek.bu kadar karmaşık ve sonu olmayan düşüncelerimin ne kadar mantıklı olduğunu düşünebilirsiniz yada ne kadar saçma olduğunu.size bir ipucu vereyim.bataklığın içinden hiç gül çıktığını gördünüz mü?fedakarlık yapılması gereken bir şeydir fakat herşeyde olduğu gibi çoğu zarar.hergün yeni bişeler görüyoruz ama bunlar kalıcı olmuyor.aklımızdan bi anda siliniyorlar.bugün yeni birşey öğrendim ama bu kalıcı olacak...

25 Temmuz 2009 Cumartesi

Dp-Dt ve Aradakiler(uzun bir yazı-çok konuşmayın okuyun laan!)


Eveeeeet şimdi geldik 20 günlük bir gidişin verdiği meyveleri elimizden geldiğince sizlere anlatmaya.20 gün boyunca istanbuldaydım ve oraya 2 konser için gitmiştim.ilk konser 4 Temmuz Dream Theater konseriydi.Tuborg sponsorluğundaydı.Sırada beklerkene bizim yanımıza gelip bira dağıtmaya çalışan çıtır kızlara hastalığımı belirtmek isterim ama Deep Purple'daki kızları(giden bilir) kimse geçemez.Onlar neydi öle.Hele girişte 4'ü birden önünüzü kesip size bişeler veriyolar ya...ahhh ulaaaannn!!!Neyse tabii biz dışarıdan aldığımız biraları içeerek ve konser öncesi istiklal'de demlenerek geldik konser alanına.Konser biraz vasattı.Beni bilen bilir Dream Theater benm en sevdiğim gruptur.Son albümleri kötü olsa bile bu albümü bile ezberledim şimdiden.Kapılar saat 6'da açılacak dediler çok geç açıldı ve Cynic çok az şarkı çaldı.Hatta onların çıktığını bence birçok kişi anlamamıştır.Küçükçiftlik Park çok güzel bir yerde ve biraz daha geliştirme yapsalar çok daha iyi olur.Sadece girişteki kuyruk bile bir sorun olduğunu gösteriyor.Konser güzeldi ama işte LaBrie bir front man değil.Sonlarda ki Rudess ve Petrucci atışması çok iyiydi.Çok hayal kırıklığına uğradım ama niye bilmiyorum.Halbusi konser iyiydi,şarkıları çok güzel çaldılar ama işte tatmin etmedi ulan üstüme gelmeyin a.q.Neyse böyle coşturacak pek bişe yapmadılar ve çekip gittiler.Yerimiz de kötüydü gibi o yzden çok zıpladım,çok hopladım.2 gün boyunca yürüyemedim.Setlist hiç hoşuma gitmediği için sahne önü almadım ama klasiklerden oluşan bir setlist yapıp eninde sonunda gelecekler.işte o zaman en önce olacağım.La bu adamlar bok gibi konser de yapsalar,bok gibi albümde çıkarsalar çok seviyom ben bunları la,SEVİYOM LAAA!!16 gün sonra kim derdi ki bir efsane akşam geçireceksin diye.
Hayatının en güzel gecelerinden biri olacak diye.İlk yabancı grup konser deneyimimi Metallica ile yaptığım için çoğu konser beni tatmin etmezdi ama 20 Temmuz çok farklıydı.Kuzenim,Kutlu,Çağatay ve ben dün gece sabaha kadar içmenin etkisi ile ve benim babaannemi pazartesi sabahı hastaneye götürmem nedeni ile saat 5.30'da buluştuk bostancıda ama karşıya geçmemiz lazımdı.Tabii Kadıköye gidecektik,yanlış yaptık.Çağatay'ın hafızası bizi kurtardı."Üsküdardan Dentur var,doğrudan konser alanına gidiyor".Bu laf çok heyecanlandırdı bizi ve koşa koşa üsküdar otobüsüne yetiştik ama ne görelim!Trafik deli gibi sıkışık.Saat 7 gibi üsküdarda olduk.Üsküdar otobüsünde Yeliz Akkaya'yı(yabancı damatta bebeği kaçıran kız) gördük.Taş gibi hatun yaw,bir kişiye daha aşık olduğumu anladım:DDentur'a geldiğimizde 7:30 seferini bekledik ve bindik.Konser alanı çok güzel bi yerde.Yerini bayaa sevdim diyebilirm.Babaannem evden çıkarken hala bana şöyle diyordu:"kuruçeşme eskiden maden bölgesiydi,kazı yapılırdı.hey gidi günler hey!".Babaanneme beni aydınlattığı için buradan teşekkür ederim.Tabii sahne önü bi farklı oluyor ve biz girdiğimizde sadece 5 sıra insan vardı önümüzde.konser sırasında bu bi ara 3'e indi:DNeyse efendim sonunda konser başladı ama ben bildiğin affalladım çünkü Gillian eşofmanla çıkmıştı ve ayakları çıplaktı.Herhalde adamı biri uykusundan uyandırmış:d Doğrudan Highway Star ile girdiler ve bizde moda girdik.Zaten oradan sonrasını hatırlamıyorum.Hush,Perfect Strangers,Black Night ve Highway Star'da çok deli coştuk.Ama size şunu söyleyeyim,Setlist.fm'deki İstanbul setlisti yanlış.Bize 14-15 şarkı çaldılar.Greece konserine çok benziyordu.Adamlar bir tane bile slow şarkı çalmadılar diyebilirim.Tabii şunu önceden belirtmem gerek,bu konser Kutlu ve Kaan(kuzen) için ayrı bi önem taşıyor çünkü onların en sevdikleri grup DP ve bi daha göreceklerini de zannetmiyorum.Bende çok severim DP ve çoğu şarkılarını bilirim ama onlara ne sorarsan sor her bi bokunu bilirler.Aynı benm Dream Theater versiyonum.Neyse efendim ben hiçbir konserde bu kadar terlediğimi hatırlamıyorum.İnanılmaz eğlendik ama bunun en büyük payı bence sahne önü olmamızdı.iki adım atıp zıplasam Ian Gillian'ı tutup aşşşaaaa çekecem:DBu konserin bir diğer özelliği ise Steve Morse'u izlemekti.Gerçekten dünyanın en iyi gitaristlerinden.Çok rahat gitar çalıyor kendisi.Mükemmel bir karizması var hala o yaşına rağmen.tam şerefisz yani kendisi.Konser çıkışı kıçıma kadar terlemiştim ben bu kadar terlediğimi hiç hatırlamıyorum.Bi de deniz kenarı,esiyo.soğuğu yedik testesteronlara ama bişey olmadı çok şükür.oradan da yürüyerek ortaköy,gece kumpiri ve oradan istiklal ve biraz daha demleniş ve eve dönüş.Bu kadar lan ama şimdi biraz tartışma yapalım(tek taraflı):DKartlaşmış adamlar bi sahnede bişeler yapmaya çalışıyorlar.bunun neresi eğlendirdi lan seni?-diyenlere buradan 280 ton gücünde AAAALLLLLLL!! demek istiyorum.Ayrıca şimdi ben bildiğiniz gibi(kim bilio lan!) elazığ'da okuyorum ve adana'da yaşıyorum.elazığ'da kız potansiyeli çok düşük.oradan adana'ya gelince cennete gelmişim gibi oluyorum.oradan istanbul'a veya izmir'e geçince en üst noktasına ulaşıyorum cennetin.elazığ'da bir sürü çirkin ve havalı kız var ki yolda görsen yüzüne bakmazsın ve bunların bazıları da benm arkadaşlarım.benm bir maruzatım var.bunlara o konsere götürmek lazımdı.üstad her gördüğüm kız mı güzel olur.onu da geçtim istanbul'da tanıştırıldığım kızlarla aramda bişeler oluyor.bakışlarından falan anlıon.tabii ki istanbulu az buz biliom ve arkadaşlarım var.zamanında 3-5 kızla çıkmışlıımız var ve hepside çok güzellerdi ama ben çok yakışıklı veya fit bir adam değilim.işte onlar dış görünüşe gelmiyor.konuşmaya,farklılığa,yaratıcılığa geliyor.bende elazııda böyle istiom ama olmuo a.q.sanki şehir açlıktan çıkmış,herkes ince,kara ve gömlekler ortaya kadar açılmış,kıllar fışkırıyor ve bu adamlara bitiyorlar.bu elazıının da bu kızlarında hatta benim tanıdıklarımın da allah......neyse ben bunu niye anlattım çünkü kız arkadaş yapıodum ama ayrı şehirlerde olduumuz için yapamadım.kız çok da güzeldi a.q.illa elazııda yapmam lazım çünkü ayrı şehirde yapmıştım zamanında olmuo ama elazııda yapamıom.s.kecem böle işi çok sinirlendim.kim açtı lan bu konuyu!!!Neyse asıl konuya dönelim.Dt konserne 100 üzerinden 75 veririm ama DP konserine en az 90 usta mükemmel bi konserdi,muhteşem bir geceydi.Anlatmadığım bir sürü şey olabilir ama bu kadarı yeterli gibi.Teşekkürler DT ve DP.Bi daha gelin lan!

24 Temmuz 2009 Cuma

yine mi geldim ben yaw?

evet baş ağrınız geri döndü ve biraz daha yazı yazacak gibi grünüyor ama size güzel bi haberim var.yine bi 3 hafta uzaklarda olacam bu yüzden sevinebilirsiniz!!!

5 Temmuz 2009 Pazar

Sahipsiz Bir Dünya'da Yürüyorum...

Sonunda Fallout 3'ü bütün DLC'leri ile bitirdim!(point lookout hariç-onu da aldım dönüşte oynayacağım).Bethesda'nın(Oblivion ve Morrowind yapımcısı) son oyunu olan ve kimilerine göre geçen senenin en iyi oyunu olan Fallout 3 sonunda bitti.uzun zamandır oynadığım en iyi RPG'lerden biri olan Fallout 3 yine karşımıza devasa bir dünya ile karşımıza çıkıyor.İlk iki oyundan sonrasını konu alan bu oyun 2077 yılında geçiyor.Dünya savaşa girmiş ve nükleer bombalar sonucu bildiğimiz Amerika yerle bir olmuş.Savaş sırasında insanlar yeraltı sığınaklarını geliştirmişler ve Vault'lar ortaya çıkmış.Amerikalıların bu sığınakta yaşayanları kurtulmuş diğerleri ise dışarıda-Wasteland'da ya mutasyona uğramış ya da kafayı sıyırmış bir şekilde yaşıyorlar.
Oyunun başlangıcı iyi kurgulanmış.Doğumdan başlıyor,doğarken anneniz ölüyor,büyüyorsun ve Vault 101'de normal hayatın devam ederken birden alarmlar çalıyor,bir kaos ortamı oluşuyor.ne olduğunu anlamadan öğreniyorsun ki babanız sığınaktan kaçmış.Vault'tan çıkış,olağanüstü haller dışında kesinlikle yasak olduğundan dolayı bir panik ortamı sarıyor etrafı.ee tabii durum böyle olunca herkes senin peşine düşüyor ve babamızın ayak izlerini takip ederek hiçbir zaman görmediğimiz,üzerine yalanlar anlatılan Dışarı'ya(Wasteland'e) çıkıyoruz.Babamızın amacı ise bütün radyasyona uğramış suyu Project Purity ile tamamen zararsız bir su haline getirmek.Tabii ki Project Purity ile ilgili ve Wasteland ile ilgili bir sürü hikayeyi sonradan öğreniyorsun.Tabii oyununun size sunduğu dünya çok büyük(oblivionla kıyaslayamayız tabii ki).yeni yerler ve binalar,çok güzel tasarlanmış bir yıkım...dünya çok güzel tasarlanmış yaw,anlatmakla bitmez.sanki o yalnızlığı siz yaşıyormuşsunuz gibi.yıkık dökük binalar,metrolar...tam bir izolasyon var o dünyada.Oyunun şu ana kadar 4 tane DLC(Downloadable Content) var.Broken Steel,Operation:Anchorage,The Pitt ve Point Lookout.Point Lookout yeni çıktı haberiniz olsun.
Ben hala oyun senaryolarının,film senaryolarına balçiçek pamir! gücünde kat çektiklerini düşünüyorum.kitaplarla da yarışıyorlar derim.Hayatımda çok oyun oynadım ama konusu ve içeriği böyle olan oyunlar zaten efsane oluyorlar.Bioshock,Warcraft,Diablo,Half-Life,Fallout ve aklıma gelmeyen bir sürü oyun.çok var böyle efsane oyun ama biraz kafam iyi olduğundan ötürü hafızam pek iyi çalışmıyor şu aralar.İleride başarısızlıkla sonuçlanmış oyun çakması filmler hakkında yazılar yazacağım ama bu yazımı Fallout 3 ile sınırlandırmak istiyorum.
Bu oyunu bayaa bi geciktirmiştim ama yaz tatili başlayınca hemen bitirdim.şimdi point lookout'a başlayacağım.tabii şu aralar istanbuldayım,adana'ya dönünce başlarım:D

2 Temmuz 2009 Perşembe

Hayde Bakalım

Bu blogu yazan Onur adlı arkadaşımız bi iki konser için İstanbul'un yolunu tutmuştur ama tabii ki bir elin parmaklarını geçmeyen okur kitlesini unutmamıştır.planlanmış saçma sapan yazıları o yokken devrede olacaktır.Kendisi de zaten yakında döner!

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Bunları da Görmeliydik!


Son zamanlarda reklamlarda karşınıza çıkmıştır...Şu "Sen Ben" reklamı.şimdi içimde biraz serzeniş var o yüzden bunları sizinle paylaşacağım!öncelikle reklam sektörü çok büyüdü ve vodafone reklamları saçma ama komik reklamlar nasıl yapılıyormuş herkese gösterdi.yani vodafone reklamlarına bayılıyorum.bazen karşıma yabancı reklamlar da çıkıo.eskiden g.a.g izlerdik hepimiz.onun haricinde metacafe'den veya bazı sitelerden çok reklam izlediğim oldu.çok yaratıcı ve komik bir reklam dünyası var dışarıda.reklamın asıl amacı nedir?pazarlanan ürünü kısa süre içinde izleyicinin aklına kazımak.en azından bence bu!Worldcard'ın VADAAAA'ları bence çok saçmaydı ama tuttu.adamlar kaç senedir aynı Vadaaaacıklarla işi götürüyorlar.Ben bu son Panda'nın reklamına taktım kardeşim ama reklamın başından sonuna kadar kafayı taktım!oynayan elemanların salak salak bakışlarından ve mimiklerinden,repliklerin ve esprilerin saçmalığından,reklamın sonunda giren 70'lerden kalma "sen beni seversiiinnn" müziğinden...yani herşeyinden.yaw zaten tv izlediğim çok nadir görülmüştür(ntvspor sadece).bu reklamları yapıp neden gözümüze sokuyorsunuz.her reklam kuşağında da çıkıyor.zaten magazin silsilesi yüzünden beynimiz yıkanıyor(ne kadar nefret etsemde arada sırada görünce kanalı değiştiremiyorum:D).Neyse olmamış panda,benim için bitmiştir panda!