tag:blogger.com,1999:blog-82704962819062320282024-03-13T22:34:09.907+03:00Pandora'nın KuyusuSen Dizime Yattın, Ben Bir Hikaye Anlattım ve Ortamda Birseyler Büyüdü...tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.comBlogger103125tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-17614184294880050272013-12-21T01:27:00.000+02:002013-12-21T01:27:00.062+02:00İç Mekan ;)<div>
<a href="http://www.youtube.com/watch?v=dvGeSb-c2cA">http://www.youtube.com/watch?v=dvGeSb-c2cA</a></div>
<div>
<br /></div>
Hani yatağa yattığında yatak soğuk gelir...<div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhoYWY3Ne4aXOaFqOeZitBZvgXvgyf8NhwkLka9OnZISFRqC0IFs2sAWpPmBeJo5xcWRkjlrG67Q_THaUWDnHuejkeKUfiJ6jiC317A1D9sUo1-lPJkLdxDtwjOyDHEmTXDUXMPNBQp2Y/s1600/20130811_150504fhgt.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhoYWY3Ne4aXOaFqOeZitBZvgXvgyf8NhwkLka9OnZISFRqC0IFs2sAWpPmBeJo5xcWRkjlrG67Q_THaUWDnHuejkeKUfiJ6jiC317A1D9sUo1-lPJkLdxDtwjOyDHEmTXDUXMPNBQp2Y/s1600/20130811_150504fhgt.jpg" height="320" width="180" /></a>Onun sesini sanki duvarlar almış götürmüş gibi gelir...</div>
<div>
Onsuz çok acı çekersin ya, çok...</div>
<div>
Etrafında hep onu hatırlatan eşyalar olduğunda ancak evinin tamamlandığını düşünürsün...</div>
<div>
O kadar paraya gidip aldığın rahat yatağa onsuz girmek, soğuk bir denize girmek gibi gelir ya...</div>
<div>
Yastığa kafanı koyduğunda onun yüzünü görmek istersin...</div>
<div>
Uyurken son gördüğün yüz onun ki olsun istersin...</div>
<div>
Uyandığında da, güne başlarken seni karşılayanın güneş değil de o olmasını istersin...</div>
<div>
O kadar huzurlu uyursun ki, bilirsin uyandığında onun yanı başında olacağını...</div>
<div>
Yalnızlık sadece üstünden atman gereken bir yük gibi gelir ya ruhuna...</div>
<div>
Düşünceler içine dalarsın ama düşüncelerinin merkezinde bir kişi vardır sadece...</div>
<div>
Onu düşününce yüzünde bir gülümseme olur ama boğazın da düğümlenir...</div>
<div>
Kendine alışveriş planları yaparsın ama elinde hep ona aldığın hediyeler olur ya...</div>
<div>
Onu sürprizlere boğarsın ya...</div>
<div>
Onu mutlu etmek için deliler gibi uğraşırsın ve bu sırada kendini unutursun...</div>
<div>
Yumurta kıramayan adam, onun için mücver yapar hale gelir...</div>
<div>
Onun için zevklerini terk edersin ya..</div>
<div>
Ona kavuşmak için hayatını ona yönlendirirsin, düşünmezsin, düşünemezsin...</div>
<div>
Her plana onu da dahil edersin ya...</div>
<div>
<div>
Onun yaptığı her yemek sana Emine Beder'in elinden çıkmış gibi hissettirir ya sana...</div>
<div>
Aylaklık yapıp Yemeksepeti'nden istediğin her yemek sana rejim yemeği gibi gelir, sesini çıkaramazsın...</div>
<div>
Onun pasaklığı gözüne çarpmaz ya...</div>
<div>
Çarparsa da büyük bir zevkle temizlersin ya...</div>
<div>
Regl olduklarında Köle İsaura olmak sana hiç koymaz ya...</div>
<div>
Onunla sinemaya gittiğinde izlediğin film ne olursa olsun kafanda imdb'nin ilk 250 filmi içine sokarsın ya...</div>
<div>
Onunla Fenerbahçe maçına bile gitmek zevk verir...</div>
<div>
<div>
Sırf Whatsapp için telefon alırsın ya...</div>
<div>
Daha ilk maaşını almadan, ilk maaşınla ona büyük bir hediye almanın planlarını yaparsın ya...</div>
<div>
Onunla iken daha da şapşal olursun ya...</div>
<div>
Onun isminin anlamının değerli bir taş olduğunu öğrendiğinde ve kendi soyadının da Taştan olduğunu hatırlayıp bunların arasında saçma sapan bir bağlantı kurup 5 saniyelik bir mutluluk yaşarsın ve sonraki 5 saniye boyunca bu yaptığından pişman olursun fakat ondan sonra hayatının sonuna kadar o pişmanlığın gider çünkü seviyorsundur ya...</div>
<div>
Onun o nazları seni hiç usandırmaz ya...</div>
<div>
Kahkaha atarken bilirsin ya tek olmadığını...</div>
<div>
Bekarlık, çapkınlık laflarının artık bir gençlik hevesi olduğunu anlamaya başlarsın ya...</div>
</div>
<div>
Onu görmek için kilometreler, metreler olur ya...</div>
<div>
Karlı yollar asfalt olur ya...</div>
<div>
Otobüsler uçak olur ya...</div>
<div>
Onun isminin geçtiği her planı yaparken sanki kuantum fizikçisi gibi didiklersin ya herşeyi...</div>
<div>
Onun ailesi senin de ailen haline gelir ya...</div>
<div>
Onunla kalabalıklar, boş alanlar haline gelir ya...</div>
<div>
Onunla soğuklar, sıcak hale gelir ya...</div>
<div>
Onunla zorlar, kolay hale gelir ya...</div>
<div>
Onun bir öpücüğü bütün hastalıklara ilaç olursa...</div>
<div>
Onunla yaşlanmayı düşünürsün...</div>
<div>
Artık en yakın arkadaşın o olur...</div>
<div>
Gözüne kanatları olan bir melek gibi gelir ya...</div>
<div>
Onun saçları en güzel yapraklardan daha da kadife gibi gelir ya eline...</div>
</div>
<div>
Onun vücudu bugüne kadar yapılmış en güzel çay bardağından daha kıvrımlı gibi gelir ya gözüne...</div>
<div>
Onun gözleri senin Ay'ın, Güneş'in olur ya...</div>
<div>
Onun eli en yumuşak ve sıcak eli olur ya...</div>
<div>
Onun yanakları eline değen en yumuşak pamuktan daha yumuşaktır ya...</div>
<div>
Onun dudakları en tatlı meyveden daha tatlı olur ya...</div>
<div>
Onun güldüğünü gördüğünde kendini dünyanın en güçlü adamı gibi hissedersin ya...</div>
<div>
Onu uyurken izlemek, izlediğin en güzel film gibi gelir ya sana...</div>
<div>
Aynı filmi hep izlemek istersin...</div>
<div>
Hani ona her sarılman sanki çok büyük birşey başarmış gibi bir his verir ya...</div>
<div>
Gözlerin her dolduğunda yüzünde şapşal bir gülümseme de olur...</div>
<div>
<div>
'Aşk' kelimesinin sözlükteki anlamı artık onun ismi olur...</div>
<div>
Ondan ayrılmak ölüm gibidir ya fakat...</div>
<div>
Ona kavuşmak 'evine kavuşmak' gibidir ya...</div>
<div>
<br /></div>
</div>
<div>
Bunların hepsi benim için 'Hayattır', 'Mutluluktur', 'Aşk'tır, 'Yeşim'dir...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-6797621699194866732011-10-24T21:59:00.004+03:002011-10-24T22:44:25.742+03:00Sadece Bir Haftada...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhszEhyphenhyphenYMDI_nh4Y7ywhjXZH5ID8ZL78z4NB6yahaWfQUEb2fbbpmiS4SFI9I96q5fdTBXM6ahihBP_kHiV9SRdqgU2jCcKibo_feUoduVa7d9r1mEsv6QMbh2OlWzYx_MoxzjnqBujd8A/s1600/b3fa0eee00455cd04075b658a716415e_k.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 266px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhszEhyphenhyphenYMDI_nh4Y7ywhjXZH5ID8ZL78z4NB6yahaWfQUEb2fbbpmiS4SFI9I96q5fdTBXM6ahihBP_kHiV9SRdqgU2jCcKibo_feUoduVa7d9r1mEsv6QMbh2OlWzYx_MoxzjnqBujd8A/s400/b3fa0eee00455cd04075b658a716415e_k.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5667145906694389938" border="0" /></a><a href="http://fizy.com/#s/16js8d">Önce bunu aç</a><br /><br />Çukurca'da 24 asker şehit oldu ve Van'da yaklaşık 279 kişi depremden dolayı hayatını kaybetti, 1300 kişinin de yaralı olduğu söyleniyor.her an bu rakamlar artıyor.bunların hepsi bir hafta içinde oldu.tam 7 gün içinde.hayatın ortalama 70 yıl olduğunu düşünürsek, 25.550 günlük hayatımızın sadece 7 gününde oldu bu olaylar.bu kadar insan sadece 7 günde hayata gözlerini yumdu.<br /><br />bu sadece bizim ülkemiz için geçerli değil.bütün dünya için durum böyle.1 günde binlerce insanın öldüğü veya ölmeye bir adım daha yaklaştığı bir dünyada yaşıyoruz.ecelleri ile ölmek bir yana artık doğa ana da bize iyice kızgın.8.8'lik depremin yapamadığını tsunaminin yapması, teröristlerin yapamadığını bir depremin yapması...<br /><br />o 24 şehidin anasına,babasına,kardeşine söylenenler, biraz değiştirilip bu 279 kişiye de söylenecek çünkü düzeltemiyoruz, çünkü düzeltemiyorlar, çünkü acizler.<br /><br />göçük altında kalmanın, çatışmada kalmaktan daha zor birşey olduğunu mu düşünüyorsunuz? size sorarım, hiç göçük altında kaldın mı da aklından bu sorunun cevabını bile geçirmeyi kendine uygun görüyorsun? ya da dağlarda, o düzlük ovalarda açık hedef oldun mu da yaşamayı başardın?<br /><br />istediğimiz oldu aslında.dünya artık bizi konuşuyor.en azından şu anda.maalesef büyüklüğümüzü, cesaretimizi, yaptıklarımızı değil de acımızı konuşuyorlar.bu haftayı konuşuyorlar.bu kanlı haftayı.<br /><br />kendimi dünya sorunlarına, ülke sorunlarına bilgisayar başından sallayarak kendini bilinçli vatandaş olarak gören "etkisiz elemanlar" olarak görmüyorum, bu yazım eğer size böyle bir bakış açısı getiriyorsa kesinlikle yanlış bir bakış açısı yaratmışım demektir.bu yazıyı yazmamın nedeni şu aslında; Van şehrinden kilometrelerce uzakta oturan bir arkadaşımın, yatmaya korktuğunu söylemesidir.korkuların hep üstüne gitmek gerekir öyle değil mi? peki ölüm korkusunun üstüne gitmeyi başarmış bir insan var mıdır? olduğunu söylese de ölmeden önce korkmamış mıdır o? siz bu gece rahat uyuyacak mısınız? sabahı hiç görememek, bütün herşeyin bitip, karanlıkta hapsolmanın bir gece de geleceğini hiç düşündünüz mü? sabahı senin görüp oğlunun, kızının, ananın, babanın göremeyeceğini düşünmek seni korkutmuyor mu? o zenginliğin, bencilliğin, vefasızlığın, sonraya ertelediğin herşey için artık sonun geldiğini hiç uzaktan göremeden birden yaşamak... korkan insanlara bazen acımayla bakarız ya, ben bu arkadaşıma fazlasıyla katılıyorum.onunla korkmak istiyorum.bence sizde korkmalısınız.<br /><br />her taraftan yardım yağıyor Van'a, her taraftan lanet okunuyor PKK'ya.artık bunlar ile ilgili kesin çözümler gerekmiyor mu? gerektiğini bile bile neden hala birileri zengin olurken, birileri ölüyor?<br /><br />Galatasaray tır gönderiyor, gruplar konser veriyor, yerel yönetimler kendi çaplarında yardıma uğraşıyorlar, akut ekipleri bir saniye dinlenmeden yardım eli uzatıyor herkese, real madrid hatta slash bile bu olanlar ile ilgili duyarlılık gösterip yazı yazıyorlar, duygularını dile getiriyorlar.bütün türkiye her televizyonu açtığında, o insanları gördüğünde, o haberleri okuduğunda içi kötü oluyor, gözleri doluyor ve gerçekten birşey yapmak için uğraşıyor.peki biz neden illa bir acı durumunda, bir felaket durumunda "bir" oluyoruz? neden hep değiliz de ara ara tek bir türkiye oluyoruz? bu bize yakışır mı? bu insanlığa yakışır mı? şu istikrarsızlığı artık bir istikrar ile kırsak olmaz mı?<br /><br />o ölen insanlar için ne desek, ne dua etsek boşuna.devamı gelecek olan ölümler için ne kadar dua edebilirsin ki? Hepimiz üzülüyoruz.hepimiz korkuyoruz.korkmamız da lazım.orada yakınlarını kaybetmiş insanlara Allahtan sabır, yaralılara şifa ve depremzedelere de umut ve metanet diliyorum.keşke birşey yapabilsek.şükür ki bizim eksikliğimizi aratmayan o kadar iyi kalpli insanlar hala hayatta.<br /><br />herşeyin yeri ve zamanı var.gidenin de bir zamanı var, gelenin de ama şunu unutma.senin de bunlarda parmağın var.tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-91286048389617946362011-10-17T00:02:00.004+03:002011-10-17T00:16:41.144+03:00belki de haberiniz yoktur - 2<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSVlcGJvwwisPpoyxdbiekyYdy90WCZ96qXRkpwC9OSmXetHIYvHQU2AhggDs5mhTspE8RopcvxngCo1Hqbv8p1ZJKInOuxWZaofrcUPvZTshx2lJDFcCQQA3pnEYrB1VeQPng5qFwg5Y/s1600/ghwtwallpapertwo1024x768.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 300px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSVlcGJvwwisPpoyxdbiekyYdy90WCZ96qXRkpwC9OSmXetHIYvHQU2AhggDs5mhTspE8RopcvxngCo1Hqbv8p1ZJKInOuxWZaofrcUPvZTshx2lJDFcCQQA3pnEYrB1VeQPng5qFwg5Y/s400/ghwtwallpapertwo1024x768.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5664201887422968930" border="0" /></a>eylül ayının başından beri kendimi bir rehabilitasyon sürecine verdim.bu sürecin içinde guitar hero oynamak vardı.deli gibi.ayrıca normal gitar çalmaya devam etmek de vardı.şimdi size guitar hero'da çalmayı en sevdiğim şarkıları sıralamak istiyorum.bunu neden istiyorum bilmiyorum.nedeni şu olabilir.gerçekten çok iyi şarkılar.en azından dinleyin.büyük bir kazanç olur.hatta gelin, bir ara size de çalayım hatta siz de çalın.çalış'alım.<br /><br /><a href="http://www.youtube.com/watch?v=2IoKYLqGaPc&ob=av2e"><br />Kent - Vinternoll2</a><br /><br /><a href="http://www.youtube.com/watch?v=VVtD4qMy5Hc&ob=av3n">The Living End - Prisoner Of Society</a><br /><br /><a href="http://www.youtube.com/watch?v=QnbvOi4SpSk">Rise Against - Re-Education</a><br /><br /><a href="http://www.youtube.com/watch?v=AEYN5w4T_aM&ob=av2e">Sublime - Santeria</a><br /><br /><a href="http://www.youtube.com/watch?v=Ekdq1jbZLFU&ob=av2n">Silversun Pickups - Lazy Eye</a><br /><br /><a href="http://www.youtube.com/watch?v=4BREp075d58">NoFX - Soul Doubt</a><br /><br /><a href="http://www.youtube.com/watch?v=1kAIMlISHhU">Jane's Addiction - Mountain Song</a><br /><br /><a href="http://www.youtube.com/watch?v=ct-qa6SjRZo&ob=av2e">The Stone Roses - Love Spreads</a><br /><br /><a href="http://www.youtube.com/watch?v=YutsXRzQjck">Black Rebel Motorcycle Club - Weapon of Choice</a><br /><br /><a href="http://www.youtube.com/watch?v=aCyGvGEtOwc&ob=av2e">Paramore - Misery Business</a><br /><br /><a href="http://www.youtube.com/watch?v=URJRf0pUfOo&ob=av2n">Black Label Society - Stillborn</a>tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-74193540857633270602011-10-12T22:30:00.003+03:002011-10-14T23:44:06.290+03:00belki de haberiniz yoktur<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNpWFASqeOk7KzBkdQlJ1f3GqOKPTbkDSWmVD0aAMVu_kTRnqIFCnlFtigUDMYVVZR9cGZpLxztEgsDj4F3yESEw7mONKw5KPYDarpAt4ZCHjkKwi1NGI2qOyDI6OFVmyL39op-Q9gJ2E/s1600/Dead-Island-Screenshot-13.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 225px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNpWFASqeOk7KzBkdQlJ1f3GqOKPTbkDSWmVD0aAMVu_kTRnqIFCnlFtigUDMYVVZR9cGZpLxztEgsDj4F3yESEw7mONKw5KPYDarpAt4ZCHjkKwi1NGI2qOyDI6OFVmyL39op-Q9gJ2E/s400/Dead-Island-Screenshot-13.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5661949320742892578" border="0" /></a>artık facebookta birşeyler paylaşmaktansa burada paylaşmak istiyorum.bakalım ne kadar sürecek bu olay.<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCdohq1QV_xDPfiPS_n9Zd6BoaCcEj5_fYSsb1eViiJoOJ5hQYsf6gA3H8M1ZwSzkXR96hVJRcH0WtOvIrZGuwDneNZCg_0gdME_ipuViQT_J58bvE_1DKxj_oUDVL_Tqj16K8WRv1nR8/s1600/51MGN27RJ1L._SS500_.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCdohq1QV_xDPfiPS_n9Zd6BoaCcEj5_fYSsb1eViiJoOJ5hQYsf6gA3H8M1ZwSzkXR96hVJRcH0WtOvIrZGuwDneNZCg_0gdME_ipuViQT_J58bvE_1DKxj_oUDVL_Tqj16K8WRv1nR8/s400/51MGN27RJ1L._SS500_.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5661949323134260594" border="0" /></a><br /><a href="http://www.youtube.com/watch?v=lZqrG1bdGtg&ob=av3e">oyunlar hakkında atıp tutan arkadaşlara ders niteliğinde bir trailer.</a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><a href="http://www.youtube.com/watch?v=l95D7leeU3w">bu da daha dinlememişler için benden hediye.</a>tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-36787974296298126812011-10-09T23:31:00.006+03:002011-10-10T00:23:47.575+03:00tırnağınıbiledoğrudüzgünkesemeyenadam-Kül<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgh352xA_Y78w-KjlfKG3vKjkDKLGnUEnTy7sYdopuBDIqS-UBxXzUiJEMMEylw1cI5wO99O4dT0sO7Vdnfmcuv3W1qkajyqsFZdSc7F7pqIIlEUdbS1DFA01nsY0yiwiJyEC5ppmRYi_k/s1600/Marc-Newson-Hourglass-for-Ikepod-Nickel-Black.jpg"><img style="float: right; margin: 0pt 0pt 10px 10px; cursor: pointer; width: 376px; height: 340px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgh352xA_Y78w-KjlfKG3vKjkDKLGnUEnTy7sYdopuBDIqS-UBxXzUiJEMMEylw1cI5wO99O4dT0sO7Vdnfmcuv3W1qkajyqsFZdSc7F7pqIIlEUdbS1DFA01nsY0yiwiJyEC5ppmRYi_k/s400/Marc-Newson-Hourglass-for-Ikepod-Nickel-Black.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5661605075251956754" border="0" /></a>Önce şunu aç.<br /><br /><a href="http://soundcloud.com/lucifersam-1/mazzy-star-into-dust">http://soundcloud.com/lucifersam-1/mazzy-star-into-dust</a><br /><br />şimdi gözlerini kapa.nefes alışverişin önce sesli olsun.gittikçe sesini düşür soluğunun.sanki almıyormuşçasına.artık nefesini bile duymuyorsun.odan sessiz.dışarıdan gelen konuşma ya da televizyon seslerinden başka ses yok kulaklarında.kendini o kadar hafif hissediyorsun ki sanki altında yatak yokmuş gibi.uçuyorsun sanki.tüy misali.<br /><br />artık hazırsın.şimdi aklına çocukluğunu getir.böyle parça parça anılar olsun.kendini izle.salıncağa çıkmaya çalışırken, ortalıkta koşup oynarken, topa vururken, resim çizerken, kolluklarla yüzmeye çalışırken, bir böceği görüp seke seke annenin yanına kaçarken, bir sürü bir sürü çikolata ve şeker yiyip karnını ağrıtırken, babanın sana kızdıktan sonra bir kenara çekilip ağlarken, okuldakini ilk günü hatırla, ne kadar korkarsan kork annen yanındaysa başka birşeye ihtiyacın olmadığını hatırla, ağlamanın ne kadar dokunulmaz ve güçlü olduğunu hatırla, başparmağının bu kadar lezzetli olamayacağını hatırla, ilk aşkını hatırla, sevgiyi en saf haliye gördüğünü ve gösterdiğini hatırla, peki karanlıktan annenin kucağına gelirken ki anı hatırlıyor musun? hiçbir gözün bakmaya dayanamadığı ışığı ve annenin kollarındaki yumuşaklığı ki hiçbir yastığın vermediği yumuşaklığı, popona yediğin şaplağı, yürümenin sıkıcı olduğunu ve kucağın harika olduğunu ve aklına gelen bütün iyi ve kötü çocukluk hatıralarını gözünün önüne getir.yüzünde bir gülümseme oluşmasından çekinme ya da gözünde bir gözyaşı...<br /><br />şimdi de ergenliğini getir aklına.liseye başladığın zamanları.yüzündeki o sivilceleri, çelimsiz vücudunu, arkadaşlarınla yaptığın maçları, ilk sevgilini belkide ya da ilk ciddi düşündüğün kız arkadaşını, paranın değerini, her fikrine karşı olan ile bağırıp çağırarak konuşmanı, topluca derslerden kaçıp bir yerlere gittiğini, ilk öpüşmeni belki de ilk sevişmeni, annen ve baban ile olan kavgalarını, öss'yi, öss'ye kasışını, deliler gibi çalıştığını, müdür yardımcısının odasına gidip azar yemeni, karnende ilk defa '1' görmeyi, felsefe yapmayı öğrendiğini, ilk içki içtiğin günü, egonun yeni yeni oturduğunu, havalı olmaya başladığını ya da pek bilinmeyen ama çok değerli bir insan olduğunu, televizyonda izlediğin mezuniyetlerin gerçek olduğunu ama dımdızlak gittiğini ya da hiç gidemediğini ve bütün iyi ve kötü ergenlik hatıralarını gözünün önüne getir.yüzünde bir gülümseme oluşmasından çekinme ya da gözünde bir gözyaşı...<br /><br />şimdi de üniversite hayatını düşün.hiç bilmediğin ya da duymadığın bir şehire geldin ya da hep olduğun yerdesin, çok istediğin bir bölümde olduğunu hatırla ya da puan kurbanı olduğunu, bir sürü insan olduğunu, her çeşit insan olduğunu, her türlü ortama girdiğini hatırla, yurttaki ilk gününü hatırla, yurttaki son gününü hatırla, ilk eve çıkışını ve ilk defa kendi isteğinle döşediğin evini ve odanı hatırla, her ay maaş alıyormuş gibi aldığın harçlık ve bursları hatırla ve onları ne pahasına olursa olsun 1 ayda tüketmeye çalıştığını hatırla, ilk sevgilini belkide ya da ilk ciddi düşündüğün kız arkadaşını hatırla, ilk öpüşmeni belki de ilk sevişmeni, ilk gönül koyuşunu ya da ilk aldatılışını, ilk kullanışını ya da ilk kullanılışını, internetten alışveriş yaptığını hatırla, orjinal şeyler alarak marjinal olmaya çalıştığını, dış görünüşe önem vermediğini ama karakterinin taş gibi sağlam olduğunu hatırla ya da iki yüzlü olduğunu ve bukalemun olduğunu hatırla, sınavlara girip çıkmaktan artık yorulduğun günleri hatırla, sevgilinden ayrıldın diye günlerce veya aylarca içtiğini hatırla, eğer sevgilin uzaktaysa onun için gittiğin binlerce kilometreyi hatırla, ona karşı hep düşünceli olduğunu hatırla, eski sevgilisi ne kadar da adamlığın dışına çıkıp erkekliğin değerini bilmeden sevdiğini rahatsız etse de senin o çocuğu anladığını ve onu savunduğun günleri hatırla fakat yine o çocuğun insanlığa sığmadan pusuda bekleyip sevdiğini götürdüğü o günü hatırla, unutma sakın dışarıdakile göstermediğin gözyaşlarını, unutma sakın her büyük mutluluğunu arkadaşlarınla paylaştığın anlarını, hatırlasana hocadan not dilendiğin anları, hocanın sana küçümseyerek baktığını hatırla, herşeyin toz pembe olmadığını, madalyonun iki yüzünün de olduğunu hatırla, fatura diye birşey olduğunu hatırla ve bunun ödenmesi gerektiğini hatırla, popüler olduğunu unuttun mu ya da kendini birilerine ispat etmeye çalıştığını ve bütün iyi ve kötü üniversite hatıralarını gözünün önüne getir.yüzünde bir gülümseme oluşmasından çekinme ya da gözünde bir gözyaşı...<br /><br />buraya kadar yazdıklarımın bazılarını bende yaşadım.bazılarını geç bazılarını erken.buradan sonrasını ne kadar yazsam içten olur, ne kadar yazsam gerçeği yansıtır bilmem.<br /><br />bütün bunları düşündükten sonra gözlerini aç ve etrafına bak.düşündüğün şeylerin soyut ama etrafındakilerin somut olduğunu görüyorsun değil mi? sanki yılları bir anda yaşamışsın gibi.belki benim gibi farkındasındır.herkes teker teker gidiyor.tutamıyorsun.korkuyorsun.bir yere, bir insana alışıyorsun fakat gidiyor.ne kadar korkutucu olduğunu farkettin mi benim gibi? zerre gibi gözünün önündekiler.gözünün göremedikleri ise bir dünya.<br /><br />bir gün hepsi gidecek.bunu durduramayacaksın.sözünü tek geçiremediğin zaman olacak.hepsi kül olup gidecek.elinden birşey gelmeyecek çünkü sen umutsun, sen yeniden başlamak zorunda olansın, sen insansın.son'a kadar...<br /><br />P.S: Bu yazımı blogumu tek takip eden ve istikarlı olarak yazılarımı okuyan i* arkadaşıma ithafen yazdım.tek okuruma saygılar...tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-68304454586310727352011-10-05T21:00:00.001+03:002011-10-05T21:00:00.624+03:00O Gemi Mutlaka Bir Gün Gelecek...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtWTYeklA5OeBXT0JDmU23OONZKlWOB1kH1i2M0hTr9jUlT-_1dxOOoyKAoJw8y7eBsygprwjxJErA-6AkmXCwcD3ADQGSUjF9FX90gPasmmvsrXcXqGO9NhE1_K6GP-C6hyphenhyphenzPQrNFsYA/s1600/3%25284%2529.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 285px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtWTYeklA5OeBXT0JDmU23OONZKlWOB1kH1i2M0hTr9jUlT-_1dxOOoyKAoJw8y7eBsygprwjxJErA-6AkmXCwcD3ADQGSUjF9FX90gPasmmvsrXcXqGO9NhE1_K6GP-C6hyphenhyphenzPQrNFsYA/s400/3%25284%2529.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5658878397790248338" border="0" /></a><span style=" color: rgb(0, 0, 0);font-family:Georgia;" ><span style="font-size:100%;">düşerken duramazsın, susarken anlatamazsın<br />belki de... ne bileyim ben...<br /><br />uzaksan duyamazsın, bıraksan bulamazsın<br />nerdeyim... biliyorum ben...<br /><br />yalan... ne diyorsam ne duyduysam hep yalan<br />yalan... kim ne dediyse, ne duyduysam yalan.<br /><br />duramaz ki yanan, bulamaz ki arar<br />duruyorum ben...<br /><br />yalan... ne diyorsam ne duyduysam hep yalan<br />yalan... kim ne dediyse, ne duyduysam yalan.<br /><br /></span></span><span style=" color: rgb(0, 0, 0);font-family:Georgia;" ><span style="font-size:100%;">duramaz ki yanan, bulamaz ki arar<br />duruyorum ben...</span></span><br /><span style=" color: rgb(0, 0, 0);font-family:Georgia;" ><span style="font-size:100%;"><br />bilirsen unutamazsın, aşikârı saklayamazsın<br />kimdeyim... arıyorum ben.<br /><br />sorarsan açamazsın, kurursan damlayamazsın.<br />belki de... kuruyorum ben.<br /><br /></span></span><span style=" color: rgb(0, 0, 0);font-family:Georgia;" ><span style="font-size:100%;">yalan... ne diyorsam ne duyduysam hep yalan<br />yalan... kim ne dediyse, ne duyduysam yalan.</span></span><br /><span style=" color: rgb(0, 0, 0);font-family:Georgia;" ><span style="font-size:100%;"><br />kavuşursan meşk olur ama kavuşamazsan aşk olur be yeğen.o gemi kesin gelecek bir gün...<br /><br />sağolsun leylalar, mecnunlar...<br /></span></span>tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-13527796205903498672011-10-02T00:03:00.006+03:002011-10-02T00:13:15.450+03:00Tırnağını Bile Doğru Düzgün Kesemeyen Adam - Öz<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpjj5ml6RfKEleS_TDdpnbyW3NLWnRLCKcYGvkEKdqtl7-nYKi61jxJ7Y0lH0wZ5ogYUDZ4E4j0qda5Nkbi4vxUFxZoqHuOaWK-H6pRApp8wli9OjY9Nsq-c_a0g7aSwRMdvdOwYzPsiE/s1600/ortama-sinen-sigara-dumani-da-zehirliyor.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 387px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpjj5ml6RfKEleS_TDdpnbyW3NLWnRLCKcYGvkEKdqtl7-nYKi61jxJ7Y0lH0wZ5ogYUDZ4E4j0qda5Nkbi4vxUFxZoqHuOaWK-H6pRApp8wli9OjY9Nsq-c_a0g7aSwRMdvdOwYzPsiE/s400/ortama-sinen-sigara-dumani-da-zehirliyor.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5658633714244602738" border="0" /></a><br />Yine bir dost meclisindeyim. Herkes birbiri ile muhabbet halinde. Yanımdaki seslenir ona bakarım, diğer yanımdaki bekler beni, sonra ona dönerim. Konuştukça dertleniriz. Konuştukça tokuştururuz kadehleri. Vücutlarımız, bedenlerimiz görür işte o an meyleri. Orada olanlar da tanıdık insanlar. Senin benim gibi. Çok abartmaya gerek yok, isim yapmışlar zaten. Burada ben bahsetsem ne olur.<br /><br />Birbirinin halini hatırını çok sorar bu ahali birbirine. Birbirlerini hep görmezler ki. Böyle günler çok azdır takvimde. İşaretlesen de bir sorun çıkar ya hani yapamazsın, edemezsin, gidemezsin. Meyin tadı damaktadır, lafın hoşu kulaktadır. Bitmez bu delilerin dil oyunu. Vakit ilerledikçe kalpler alevlenir, közleri dile düşer. Çıkar sesler, sözler çıkar da çıkar. Üfler neyini neyzen. Ne güzeldir onun sesi. Ne geçirir kendimizden bizi. Hepimiz dertliyiz, hepimizin kaybettiği çok şey var. Dokunsan ağlayacağız, dokunsan parçalanacağız, dokunsan aslında var olmadığımızı anlayacaksın. Dokunduğunda bir şey hissetmeyeceksin. Sigara dumanı gibiyiz. Görüntüde çok var bizden ama bir üflesen dağılırız biz. Çok sevilirsek zehirleriz. Çok kokuturuz(severiz) ama bir karanfil yeter bizi bitirmeye. Hepimizin bir bekleyişteyiz. Bir işleyişteyiz. Bir süreçteyiz. Hepimiz kaybettiğimizi arıyoruz aslında. Bunu sorma cüreti var bizde, birbirimize. Bitmeyen meyler bitmeye yaklaştığında bekleyişlerimizin ne olduğu konusunda hasbıhala başladık. Herkes bir ağızdan sordu birimize…<br /><br />“Ey Mevlana söyle bize, nedir bu beklediğin, nedir isteğin?”<br /><br />“Benim sadece parende’mi beklerim yiğitler, şems-i tebriz-i’yi isterim. Dileğimdir o benim, bu gözlerden akan tek gözyaşıdır o.”<br /><br />“Ey Ömer söyle bize azizim, nedir bu beklediğin, nedir isteğin?”<br /><br />“Canlarımı, dostlarımı beklerim en çok. Ayrıldım onlardan. Beklerim Hassan’ı, Nizam’ı.”<br /><br />“Ey Mustafa söyle bize azizim, nedir bu beklediğin, nedir isteğin?”<br /><br />“Yıllarımı verdiğim ülkemin bana karşılığını beklerim, ülkemin doğru olmasını isterim. Milletimi dilerim.”<br /><br />“Ey İblis söyle bize azizim, nedir bu beklediğin, nedir isteğin?”<br /><br />“Sizde olan ama bende olmayan şeyi beklerim ben, aşk yoktur bende, inanç yoktur bende.”<br /><br />“Ey Napolyon söyle bize azizim, nedir bu beklediğin, nedir isteğin?”<br /><br />“Aklım fikrim paradır benim. Beklediğim de istediğim de kağıttır benim.”<br /><br />“Ey Muhammed söyle bize azizim, nedir bu beklediğin, nedir istediğin?”<br /><br />“Yaradanın beni yanına almasıdır benim vaktim, zamanım. Sizlere layık olmak, varlığımın özünü, ab-ı hayatımı O’na vermektir tek dileğim.”<br /><br />“Ey Fatih söyle bize azizim, nedir bu beklediğin, nedir istediğin?”<br /><br />“İsmim gibi olayım, atımın nefesi dünyanın dört bir tarafında hissedilsin. Osmanlı ismi herkesin diline bir koku gibi sinsin. Uçsuz bucaksız bir imparatorluğun başına geçeyim, hakkını gani gani vereyim ama önce İstanbul’u, gülümü alayım.Soldurmayayım.”<br /><br />“Ey Galileo söyle bize azizim, nedir bu beklediğin, nedir istediğin?”<br /><br />“O mahkemede bana inansaydılar. Ölüme göndermeselerdi ya beni. Döndüğünü söylediğimde yerin, göğün, denizlerin inansalardı ya bana.”<br /><br />“Ey Musa söyle bize azizim, nedir bu beklediğin, nedir istediğin?”<br /><br />“Anlayıştı beklediğim. Kardeşimin bana sırtını dönmemesiydi isteğim. Ona baktığımda kardeşimi gördüğümü, Firavun’u görmediğimi anlasın isterdim.”<br /><br />“Ey Alem berduşu söyle bize azizim, nedir bu beklediğin, nedir istediğin?”<br /><br />“Çölün kumları deniz olsun yüzeyim, elimdeki su şarap olsun içeyim, kaybettiğimi bulayım gönlüm şenlensin, gündüz gece olsun ay yüzünü göstersin, gece gündüz olsun ışığı ile doğsun güneş, seveyim sevileyim de insan olduğumu hatırlayayım. Bir berduş olsam da kalbimin attığını bileyim.”<br /><br />“Ey Ferhat söyle bize azizim, nedir bu beklediğin, nedir istediğin?”<br /><br />“Sevdiğimi, yârimi beklerim. Ben kendimi onunla bilirim. Onun gül yüzünü bir kez daha görmektir ümidim.”<br /><br />Ahalinin sorusunu sormadığı bir ben kalmıştım. Gerçekten neydi beklediğim, neydi isteğim? Hepsi bana dönmüştü. Hep bir ağızdan sordular.<br /><br />“Ey Evlat peki sen söyle bize, nedir bu beklediğin, nedir istediğin?”<br /><br />“Ben sadece meleğimi beklerim. kaybettiğim odur, dileğim de odur.”tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-65345281584912951222011-09-05T10:51:00.006+03:002011-09-05T11:21:28.858+03:00Herşeyin Başladığı Yere Geri Dönüyorum...<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgS61B13KDlsdh-syxLPCR7hNinEnaGwQfu70-uDFdyZWn0FoY7tM51nbW1SlELrhrYBiNB1-PI-zSGksXLLAaozlbdNKAmtJw2GriIY8JJSgH9dv2nepYfJU5cdN_dCx6jaRDz5LzX8Kk/s1600/dream_theater_queen_medley.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgS61B13KDlsdh-syxLPCR7hNinEnaGwQfu70-uDFdyZWn0FoY7tM51nbW1SlELrhrYBiNB1-PI-zSGksXLLAaozlbdNKAmtJw2GriIY8JJSgH9dv2nepYfJU5cdN_dCx6jaRDz5LzX8Kk/s400/dream_theater_queen_medley.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5648786847947868450" /></a>Yarın sabah hayatımın en zor günlerinden biri başlayacak benim için.o kadar şeyden sonra herşeyin başladığı yere dönmek... koşa koşa kaçtığım odaya girmek... o şehire geri dönmek... herşeyden sonra.
<br />
<br />tabii birşeylere üzülürken, sevinirken aklıma eski halim geliyor.bunu aklıma getiren de DT oluyor.ben bir zamanlar deli gibi DT dinleyen, ilişkisi olduğu halde kafasına takmayan, yer ve zaman ile uğraşmayan bir adamdım.sadece müziğe ve kendine odaklı bir adamdım.öyle bir adam vardı bir yerlerde değil mi? bazen aklıma geliyor.
<br />
<br />"Hey you,Hey you,
<br />I'm right here
<br />He's losing control
<br />What can I do
<br />The vacant eyes
<br />Am I losing you" "DT-Vacant"
<br />
<br />ciddi ciddi bir DT yetiyor dertlerimden uzaklaşmaya.bir müzik istiyor insan bu anlarda.gözlerimi kapatacağım girerken o şehirde, kulağımda DT ve dinlediğim şarkısı da 'losing time' olacak.hayatımın en kötü yazı oldu galiba bu yaz.herşey üst üste geldi.2 ay içinde benim için çok değerli iki insanı kaybettim hayatımda.aşkımı 'istemeyerek' terk ettim ve kaybettim, anneannem'i ise cennete uğurladım.tam herşeyden uzaklaşacağım, belimi doğrultacağım derken bunlar sırayla olunca hiçbir şey anlamadım bu zaman diliminden.son yaz tatilimdi belki.<div>
<br /></div><div>vicdan azabı gençler, vicdan azabı.ne olursa olsun bunu sarmayın başınıza.
<br />
<br />bazen yapamıyorsun ya birşey, bir özür bile yetmiyor ya.bazen öyle bakakalıyorsun ya ellerin titreyerek, boğazına birşeyler düğümlenerek.işte bil ki bu duygular geçtiği anda artık yeni bir sayfa açılmış demektir senin için.benim için.bizim için.
<br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdqQZ2Czr5HUi0LRrvLgPA9WfrWwszxEzSOH8-VH0v91NyQcyGBFKFUwgky0N_1Fk-AzJouDushANpkJdXYr26kKMyttdSl_UAuwc9AO5PbdA_1OxrmfxdGfqDG3ss70-sIxe18h2rT-g/s1600/newbeginnings.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 386px; height: 317px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdqQZ2Czr5HUi0LRrvLgPA9WfrWwszxEzSOH8-VH0v91NyQcyGBFKFUwgky0N_1Fk-AzJouDushANpkJdXYr26kKMyttdSl_UAuwc9AO5PbdA_1OxrmfxdGfqDG3ss70-sIxe18h2rT-g/s400/newbeginnings.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5648786850626098226" /></a>
<br />"Wanting to escape
<br />She had created a way to survive
<br />She learned to detach from herself
<br />A behavior that kept her alive
<br />Helps us to understand the turbulence deep inside
<br />That takes hold of our lives
<br />Keeps us from saving those we love
<br />The grace within our hearts
<br />And the sorrow in our souls
<br />A journey to find
<br />The answers inside
<br />Our illusive mind" "DT-Losing Time"
<br />
<br /><div>bana geçen sene deselerdi ki 'onur sen bu sene şunları, şunları, şunları yaşayacaksın.bunlar bunlar olacak', ben g.tümle gülerdim.inanmazdım yani.tıpkı bebeğin, meleğe inanmadığı gibi.*
<br />
<br /></div><div>yarın sabah hayatımın en zor günlerinden biri başlayacak benim için.aylar boyunca yaşadığımı hissettim.hiç mutlu olmadığım kadar mutlu oldum.sonrasında da yaşadıklarımla kaldım orada.işte oraya gidiyorum.dağınıklığı düzeltmeye gidiyorum.çizikleri silmeye gidiyorum.hayatımı toplamaya gidiyorum.yarım kalan işleri tamamlamaya gidiyorum.olmam gereken yere gidiyorum.bakalım şimdi ne olacak?</div></div>tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-10738948232457377002011-09-03T22:00:00.002+03:002011-09-03T22:00:00.359+03:00Kaldı Mı Böyle Kız?<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhajL3thX-C6HCnk2TiQ8pDG-6vr5qRpJi0TNbZTezkjVawIfzsR_XEsCGSWsUH778dmdpoko1OY8-qMqrVk4bgbwiGWXZDJPHUkR0DjtFv2Uj82zg6xviAHfZjf127s4KG8TxrGJpgVZY/s1600/casa-almofada.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 266px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhajL3thX-C6HCnk2TiQ8pDG-6vr5qRpJi0TNbZTezkjVawIfzsR_XEsCGSWsUH778dmdpoko1OY8-qMqrVk4bgbwiGWXZDJPHUkR0DjtFv2Uj82zg6xviAHfZjf127s4KG8TxrGJpgVZY/s400/casa-almofada.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5647867379811943442" /></a>Model grubunun 'çürüsün gelinliğim' adlı şarkısını dinlerken aklıma geldi.oradaki sözler çok hoşuma gitti.<div>
<br /></div><div>"küçük kızların bebekleri,</div><div>fırfırlı şirin etekleri,</div><div>yastıktan yapılmış evleri,</div><div>ve bir de hayali prensleri var.</div><div>
<br /></div><div>plastik mutfak setleri,</div><div>kısa tırnaklı küçük elleri,</div><div>makyajsız güzel yüzleri,</div><div>bir de gelinlik hayalleri var."</div><div>
<br /></div><div>bu laflar eskiden doğruydu.hala böyle düşünen, kalbinde hala böyle bir küçük kız yaşatan kadın var mıdır? </div><div>
<br /></div><div>kendimi düzgün biri olarak görürüm.sağolsun etrafımdakiler de olgun olduğumu söylerler.onlara da buradan sevgiler ve saygılar.şimdi bu özgüvenle şunu söyleyebilirim ki bu neslin kızları ve kadınları bir değişti.gerçi erkekleri de değişti.bir yapaylık, bir plastiklik var.radiohead'in dediği gibi bazen sevgililerimiz bile bizim 'fake plastic love'larımız oluyorlar.milletin birbirinden beklediği arabası olsun, işte bacakları düzgün olsun, versin veriştirsin, harcasın harcatmasın...</div><div>
<br /></div><div>ben normalde böyle şeyler yazmayan hatta konuşmayan bir insanım.ben kendime bakarım ve sevdiğim insanlara yansıttıklarımla hatırlanırım.fakat gerçekten düşünmek lazım.bende düşündüm.kötü mü ettim.yok etmedim.değil mi?</div><div>
<br /></div><div>peki gerçekten soruyorum, içinde bu çocuğu yaşatan bir kız daha var mı? eğer varsa onunla tanışmam lazım çünkü benim içimde de hala büyütemediğim bir çocuk var.</div>tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-36734503324312435082011-09-02T00:39:00.005+03:002011-09-02T00:53:19.024+03:00So Innocent You Are:'Grey'<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeYRBJKFy5Enz0gsFLqtZW42Q1vWvqXlBPWSrA5QfIbvjm_4Jn5WmtmL6G80eCaDh_IX0o-WnR5uV63csE_3Fg6nKbKhIJzXyw3-fUHzqJxhxOkbdfyQD006wepDCbH9KyIYELVObikUE/s1600/moon.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 392px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeYRBJKFy5Enz0gsFLqtZW42Q1vWvqXlBPWSrA5QfIbvjm_4Jn5WmtmL6G80eCaDh_IX0o-WnR5uV63csE_3Fg6nKbKhIJzXyw3-fUHzqJxhxOkbdfyQD006wepDCbH9KyIYELVObikUE/s400/moon.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5647510643805373682" /></a>kaç kere baktın hayatın boyunca ona?
<br />
<br />kaç kere ağladın ona doğru?
<br />
<br />onun ışığında kaç kere seviştin sevdiğinle?
<br />
<br />kaç kere arkadaşlarınla deliler gibi içtin ve kahkahalarla diğerlerini rahatsız edip eğlendin? ama hiç umursamadın çünkü o da seni umursamadı.sadece izledi seni.
<br />
<br />kaç kere yanına bir kadeh şarap alıp, üstüne battaniyeni örtüp, onun griliğinde uyuyakaldın?
<br />
<br />ya da hiç üzülmedin sabah gideceğini bile bile?
<br />
<br />kaç kere onun doğuşunu ve batışını büyük bir heyecanla izledin? ya da tutulduğu ana gözlerin donmuş ve ağzın açık bir şekilde tanık oldun?
<br />
<br />peki hiç orada mıdır diye çıkıp baktın mı balkona?
<br />
<br />kaç kere üstündeki siyahlıkları kraterler ve onun gibi şeyler olduğunu düşündün? gidip gördün mü? gidip görenlere inandın mı?
<br />
<br />ahh bir başkadır diyeyim ben sana, onun ışığında piyano çalanı dinlemek.
<br />
<br />hep o değil midir seni gözleyen, kollayan, en korktuğun karanlıkta sana ışık tutan?
<br />
<br />sevdiğinin gözlerine bakıp ayı ve güneşi görmek zaten yetmez mi sana?
<br />
<br />işte hiç üzülmezsin zaten ay'ın gideceğine.çünkü bilirsin bir daha gelecek.çünkü bilirsin sabah güneş doğacak.tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-20315555342491322692011-08-31T17:01:00.006+03:002011-08-31T18:01:13.261+03:00Yalan Yok!Evet yalan yok, bu blogger işine bayaa uzun zaman önce başlamama rağmen, bu işin hiç hakkını vermediğimi düşünüyorum.hiç uğraşmadım.aslında hiç uğraşamadım.zaten uğraşmam gereken bir sürü şey var.ilk zamanlar çok heyecanla ve zevk ile açmıştım dükkanımı.her gün en az bir yazı yazardığım bloguma.bloglar ile ilgili sosyal sitelere üye oldum, çok takip edilen blogları örnek aldım, onları takip ettim.ilk zamanlar çok uğraştım ama bilmiyorum ki bir türlü milletin ilgisi benim kuyuya dönmedi.tabii kuyu gittikçe derinleşti.ben yaşayınca o da derinleşti.ben üzülünce, o su ile doldu.ben mutlu olunca da su buharlaşıp gitti.kuyum hep benimdi aslında.sonradan farkettim.
<br />
<br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0U8XoTMj0C9mtB5WdfmF9ExCQUSICi43dN9uwDLZlOHmV4Kvtp43aTuAPwxYEMUK_JXts4Yj4oqi6y1mRhDWZwCiiYkOHfVynUlT59L8i6uU6Hd6pf6QGsOQJwlc_LQ3mBAxc_1QwNjM/s1600/Strawberry_Swing_frame_18.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 225px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0U8XoTMj0C9mtB5WdfmF9ExCQUSICi43dN9uwDLZlOHmV4Kvtp43aTuAPwxYEMUK_JXts4Yj4oqi6y1mRhDWZwCiiYkOHfVynUlT59L8i6uU6Hd6pf6QGsOQJwlc_LQ3mBAxc_1QwNjM/s400/Strawberry_Swing_frame_18.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5647025733645745682" /></a>
<br />
<br />bunu farkedince tabii, dedim ki kendi kendime;"sikiim milletin ilgisini.ne gerek var birilerinin her dakika benim yazdıklarımı okumasına.zaten birileri okursa, onlarda uyandıracağım his bana yeter.belki birileri sapık olduğumu düşünecek ya da birileri daha çocuk olduğumu ya da aslında benim 'ben' olduğumu düşünecekler ve içlerinde bir his oluşacak.bu his nefret olur, bu his tiksinme olur, bu his acıma olur ya da bu his hoşlanma olur.ne olursa olsun yazdıklarımı okudular ya, artık onlarda biliyor ya, belki birşeyleri yaşamadan önce ders almalarına bir derece de olsa katkıda bulundum ya... gerisi yaş dedim."
<br />
<br />sonra yaşadıklarımı, aklımdakileri, zevklerimi, onu, bunu, şunu, seni, ne var ne yok yazdım.'tırnağını doğru düzgün kesemeyen adam'ı yarattım.sanki çok büyük bişe yapmışım gibi de anlatıyorum.iyi bok yemişim.sonra da işte okul hayatı zorlaşınca ve işin içine de bir de aşk girince iyice unuttuk kuyuyu.aslında yine çok bişe yazacak zamanım olmaz belki ama yazarım az da olsa bişeler.yeni insanlar, yeni yüzler, yeni sesler olunca hayatımda anlatasım geliyor.yaptığım salaklıkları, bana yapılanları, size yapılmamasını istediklerimi...
<br />
<br />şimdi 'chris isaak-baby did a bad bad thing(guitar solo)' açıp bu satırları okuyun.hayatta çok iyi ve çok üst düzey şeylerde yaşadım.çok dibe batıp, çok ezildim de.düştüm ama yine kalktım.bir kere daha.bir sonraki düşüşümü bekliyorum.işte o zamana kadar geri dönüyorum.yazılarımla, beni seven ve okuyan 2-3 arkadaşım ile.belki onlar yayar blogu.belki de en baştaki amacıma ulaşırım bir bakmışsın.hayatta olmaz diye birşey yok.şimdilik kendime bir gaz verdim.umarım rusların gazı kadar kalitelidir yoksa yine 1 sene boyunca hiçbir şey yazmayabilirim.beni yazmaya teşvik edin.bende sizi başka şeylere teşvik edeyim.dedim ya, bebek gerçekten kötü birşey yapmış.işte onu benden öğrenin ;)tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-31598624097197835652010-10-18T01:00:00.004+03:002010-10-18T01:18:18.982+03:00Çok Süperler Mi Ne?<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXh_dUdGAFUXx7QK-vOztS4ysRb8lLeTInqstItZVS4IrlcE0bSH9YiO7XsLp5mFHs7LZnorr39rEQWyj9yEr2fvrN3cpt53LHk9qSxSPsaa944p7fIy7M-tfXg4bA9Qzwk_dciJ4jwIY/s1600/3324_con_chickenfoot2.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 295px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXh_dUdGAFUXx7QK-vOztS4ysRb8lLeTInqstItZVS4IrlcE0bSH9YiO7XsLp5mFHs7LZnorr39rEQWyj9yEr2fvrN3cpt53LHk9qSxSPsaa944p7fIy7M-tfXg4bA9Qzwk_dciJ4jwIY/s400/3324_con_chickenfoot2.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5529142318271239458" /></a><br />Süpergrup diyorum başka birşey demiyorum arkadaş.bakın dikkat ettim, 'supergroup' yazmadım doğrudan 'süpergrup' yazdım.çünkü onlar 'super' değil 'süper'ler.şimdi peki gelgelelim nereden çıktı bu konu? nereden çıktı lan harbi? tabii ya...<div><br /></div><div>tanıştırayım; karşınızda 'chickenfoot'.bu grup yeni çıkan bir 'süpergrup' ama durun süpergrup nedir? tahmin ettiğiniz gibi süpergrup, farklı gruplardan gelen, gerçekten işini iyi icra eden elemanların birlikte toplanıp müzik yaptıkları gruptur.icrayı doğru kullandım mı bilmiyorum ama söylerken böyle çıkıyor ağızdan.</div><div><br /></div><div>chickenfoot; elektrogitarda joe satriani,davulda RHCP'dan tanıdığınız chad smith, eski van halen'cı sammy hagar ve van halen'ın kurucularından michael anthony tarafından kurulmuştur.bu adamların tek albümü vardır şimdilik o da kendi adıyla zaten 'chickenfoot'tur.bir de hemen albüm ardından bir live dvd çıkarmışlar.dvd'nin ismi ise 'get your buzz on'.tabii işin içinde joe satriani varsa kesinlikle dinlemeden geçilmez.bu yazıyı okuyanların zaten joe satrianiyi tanıdığını düşünerek joe'yu anlatmayı düşünmüyorum.</div><div><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjV0yayCtkNTeBYUJjpjMiJZ32P7q8HhN6VHkwNmoa1Wf1iwhgLd635ppR30wMG6_RWqVzk288E3QRxXeQOmAy14q7Lf6v9BE0e2SAD7-I59SToW5w7dErgKJ5_18X-FuE2CfMnWQ-XoKA/s1600/chickenfoot.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 266px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjV0yayCtkNTeBYUJjpjMiJZ32P7q8HhN6VHkwNmoa1Wf1iwhgLd635ppR30wMG6_RWqVzk288E3QRxXeQOmAy14q7Lf6v9BE0e2SAD7-I59SToW5w7dErgKJ5_18X-FuE2CfMnWQ-XoKA/s400/chickenfoot.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5529142307532482258" /></a><br /></div><div>işler böyle olunca hemen internette kısa bir araştırma ile süpergrup listelerini çıkardım ve çoğunu bilgisayarıma yükledim.stone temple pilots, probot, wolfmother, zwan, jelly jam, angels and airwaves... bunlar aklıma gelen ve size tavsiye ettiğim gruplardır.tabii daha var ama aklıma gelmiyor.heaa kendi sevdiğim grubun üyeleridir diye demiyorum ama liquid tension experiment, transatlantic'te bunların arasında ama şimdiden söyleyim ismi 'süpergrup' diye şarkıları da süper olacak değil.beğeneceğinizi garanti edemem.</div><div><br /></div><div>neyse efendim yine derya baykaldan daha pratik, doktorumdan daha yararlı, son kaleden daha çirkef, pozitif realityden daha gerçek ve rüyanız hayrolsundan daha temiz bir yazı ile daha karşınızdaydım.diğer yazıda görüşmek üzere!</div>tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-6842852546632785682010-09-11T00:42:00.002+03:002010-09-11T01:44:14.291+03:00Acımız Büyük...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkJQiNc7BuZror1_tH2FGQS2_hhrYktLZCbD8JTstC3lTDN4UvN-O4PuW5e9-XDTyIJr2AbmmIHKh_apKoYJWtEalJxGnbVu4JU1Cac1SdconYILSujdiRhzAjJoR1AFa865Ev2u3jez0/s1600/mikeportnoysolo.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 341px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkJQiNc7BuZror1_tH2FGQS2_hhrYktLZCbD8JTstC3lTDN4UvN-O4PuW5e9-XDTyIJr2AbmmIHKh_apKoYJWtEalJxGnbVu4JU1Cac1SdconYILSujdiRhzAjJoR1AFa865Ev2u3jez0/s400/mikeportnoysolo.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5515418553547947330" /></a>Blog'a yeni bir yazı yazmak için kendimi daha sonraki bir zamana hazırlamıştım ama maalesef acı haber tez geldi ve bu yüzden içimden yazmak geldi.o halde yazayım.beni tanıyanlar çok iyi bilir ki benim en sevdiğim grup 'Dream Theater(dt)'dir.Adamların bilmediğim şarkıları çok azdır ki adamların 10dan fazla albümü var.Her albümünü en az 5 kez dinledim.Bütün live albümlerini hem dinledim hem izledim.Sonuçta bu adamları dinlemek beni hiç sıkmıyor.10 gün üst üste dinlerim.Lakin son 3 senedir başladığım konser maratonunda sadece 1 kere denk geldiler fakat ona da gittim.<br /><br />Neyse efendim gelelim asıl konuya.Biliyorsunuz ki dt toplamda 5 kişiden oluşuyor.James-Vokal,Petrucci-Gitar,Portnoy-Davul,Myung-Bas ve Rudess-Org.Bu zincirde bazı bir iki kopukluk oldu ama asıl kopukluk 8 Eylülde yaşandı.Grubun kurucusu ve adını bile koyan isim Mike Portnoy, gruptan ayrıldığını açıkladı.Ayrılma sebebini ise 20 yıllık grubu ile biraz mola vermek istemesi fakat grup üyeleri buna yanaşmamış ve sadece portnoy ara vermiş.Dt'nin onu boğduğunu ve biraz ayrı zamana ihtiyacı olduğunu söylemiş fakat portnoy'un yan projeler hızla devam edecekmiş.<br /><br />şimdiii geldik benim yorumuma.ulan dingil niye ayrılıyon güzelim gruptan.orta yaş krizine girmiş olabilirsin de bundan bize ne! avenged sevenfold dediğin grup tamamen çağdışı dövmeci boyzzz grubu.senin ne işin var onlarla? sen ki best of times,sen ki spirit carries on'sun...sen hiçbir zaman bir bat country olmayacaksın.tabii yan projeler çoğalınca,adam orjinallikten koptu.<br /><br />dt'nin spiritüel ruhunun kaynağı petrucci'dir fakat petrucci'nin de neşesi portnoydur.onlar gibi bir sinerji çok nadirdir ve çok az grupta vardır.zaten bu sinerji öle 'löp' diye olmaz.zaman geçmesi lazım,tecrübe lazım.şimdi portnoy gidince tabii o efsane cross seslerini duyamayacağız haliyle.2011'de çıkacak yeni albümde de portnoy olmayacak.halbuki biz onu hep score'daki smokin baskılı t-shirt'ü ile hatırlayacağız.<br /><br />farkındayım sanki adam ölmüş gibi yazdım bu yazıyı ama sonuçta ne biliim üzüldüm.yani en sevdiğim grubun,çok sevdiğim üyesi gruptan ayrılıyor.tabii ki en azından 'bunun bir ayrılık değil de bir mola olduğunu düşünün' lafı biraz içimi serinletiyor fakat işte geri gelince herşey aynı mı olacak bilinmez ya da bu yaprak dökümünün başlangıcı mı ya da gün bitiyor bak yine dün yitiyor her gece dın dını dını dın...(şarkı böyleydi sanırsam).<br /><br />zaten haberi ilk blabbermouth.net'ten duydum.smnnews'te de avenged sevenfold için ayrıldığı söylentileri vardı.işte onlarla çıktığı turne onun için bir kaçış oldu bence.<br /><br />dt'nin ruhu petrucci ise enerjisi portnoydu.artık portnoy yok diye dt enerjisiz kaldı diyemeyiz çünkü dt çok büyük bir grup ve tarihteki en büyük progressive grup olarak gösteriliyorlar ki bence çok doğru bu.portnoyda gitse ben hala dt fanıyım,dt'ciyim ve her gün gelseler her gün izlerim...tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-2995231530913169792010-09-05T14:09:00.004+03:002010-09-05T14:18:55.040+03:00Coming Soon...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYOpEQIBOQ7XZDNknisTqTtR6LElyoehNSh9JJQtXysyeB_M0aXuZf9_1SrhYr_MLTNvRePVPBRId4vX37spv9bUuGRNAlOz2ZlwRr-IU8j5ff5Cu4MnN0P-acvkN8KGCOztxaLONpGzU/s1600/SNV89317.JPG"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 300px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYOpEQIBOQ7XZDNknisTqTtR6LElyoehNSh9JJQtXysyeB_M0aXuZf9_1SrhYr_MLTNvRePVPBRId4vX37spv9bUuGRNAlOz2ZlwRr-IU8j5ff5Cu4MnN0P-acvkN8KGCOztxaLONpGzU/s400/SNV89317.JPG" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5513387334439541106" /></a><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFj_d43WrH7hSaNP8BjNM4Gh18mBdQlq6Fclz5Pv-yi_8nw0uG17LOnna4PILyhxBcttWXybjXGz3uv8koRbvKyqyCalIdjJY3DDGcW6nB3hT4PHNrMvN7hKlskJrjIuTmy5FNU2uo0zM/s1600/SNV89315.JPG"></a>Şu anda 'Still Loving You' dinliyorum o yüzden acaip gaza gelmiş vaziyetteyim, o yüzden kısa keseceğim.Fakültemin yarın açılacak olmasının yanı sıra benim 1 hafta ekmeme nazaran,dur yaw çok karma karışık bir cümle oldu.<br /><br />neyse efenim şöyle diyeyim bu yaz benim için tam anlamıyla gezmekten ibaretti.kıçımın üstünde sabit duramadım.durduğum anda da tembelliğe vurdum.o yüzden blog olsun,sözlük olsun,formspring falan olsun hepsine vakit ayıramadım ama yeni sezona iyi başlayacağız.<br /><br />yeni tema ile start alacağız ve yeni yazı dizileri olacak,eski yazı dizileri devam edecek.umarım bunları okuyan birileri vardır ve beni takip eder yoksa hepinizi döverim.niye yazıyom lan ben bunları!tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-42723487597921855262010-06-15T21:31:00.004+03:002010-06-15T21:56:11.469+03:00Türkiye'nin En İyi Defans Oyuncularından Markajı İyiyaparımoğlu Açtı Ağzını Yumdu Gözünü<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEihHyxjl-8xCvyABKPchS07Td7D6RUTmS-jvMcBwLOxHCuIU2xiaLDpZZn1gCpT98Kzxv5JQr2W1P7NQR0BzDQerZEGUb342AI8UuZO3NSQ_c5FH7eO0kN4ejUhZk9N1CLgL9-_86UOBOU/s1600/cizre.jpg"><img style="float: right; margin: 0pt 0pt 10px 10px; cursor: pointer; width: 262px; height: 353px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEihHyxjl-8xCvyABKPchS07Td7D6RUTmS-jvMcBwLOxHCuIU2xiaLDpZZn1gCpT98Kzxv5JQr2W1P7NQR0BzDQerZEGUb342AI8UuZO3NSQ_c5FH7eO0kN4ejUhZk9N1CLgL9-_86UOBOU/s400/cizre.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5483072261293918898" border="0" /></a><br /><span style="font-weight: bold;">Futbola hiç de çocuk yaşta başlamayan ve başlayanlardan nefret ettiğini söyleyen Başspor.AŞ.Ltd.Şti takımının ermeni kökenli başarılı defans oyuncusu Markajı İyiyaparımoğlu basında yer alan haberleri ile ilgili olarak rahatsızlığını dile getirmek için ajansımıza geldi.3 saat süren röpörtajda Markajı içini Mehdi Topabas'a döktü.</span><span class="fullpost"><br /><span style="font-style: italic; font-weight: bold;">M.T:Öncelikle bizim ajansımızı seçtiğin için çok teşekkür ederiz Markajı.Peki öncelikle senin sıkıntılarından başlayalım.Basına karşı oluşan öfken niye önce ondan başlayalım?</span><br /><br />M.İ:Aslında benim basının tümüyle bir sorunum yok.zaten olamaz.benim sorunum bu yancı basın ile.paso benim ile ilgili yalan haber çıkarıyorlar.gidiyorum,kanıtlıyorum yanlış olduğunu bu sefer de kanıtlarımın yanlış olduğunu haber yapıyorlar.ben anlamadım ki arkadaş.<br /><br /><span style="font-weight: bold; font-style: italic;">M.T:jkdhaksjhdaodajdaldk.neyse efendim.peki neden mizah?</span><br /><br />M.İ:Ne mizahı lan?<br /><br /><span style="font-style: italic; font-weight: bold;">M.T:Pardon yanlış oldu.Peki gelelim Raptiye ile olan ilişkinize.Herkes ikinizi çok iyi arkadaş zannediyordu.Hatta bir söyleminde ‘Raptiye benim dayımdır,ona o gözle bakmam” demiştin.Nasıl başladı bu birliktelik?</span><br /><br />M.İ:Şimdi Mehdi Ağabey ben senin basın tecrübene sonuna kadar güveniyorum.Kamuoyunda bu olay çok tartışıldı ama ben hiç açıklama yapmadım.Raptiye ile ilişkim çok sürpriz başladı.Biz bile anlamadık.Biz iyi arkadaştık tamam ama neden sevgili olamayalım ki? Eskiden o şekildi, şimdi bu şekil.<br /><br /><span style="font-style: italic; font-weight: bold;">M.T:Peki evlenmeyi düşünüyor musunuz?</span><br /><br />M.İ:Valla ağabey kısmet ama bundan birkaç ay önce bir bok yedik.o yüzden bir an önce evlenmemiz lazım.<br /><br /><span style="font-style: italic; font-weight: bold;">M.T:Bu havuz sistemi ile ilgili ne düşünüyorsun? Takımlar zorlanacak gibi.Pek kazançlı değil gibi.</span><br /><br />M.İ:Değil tabii ya.olur muymuş öyle şey? Bir kere olimpik değil ayrıca 2 metre derinliği bile yok.kaldı ki ben yüzme de bilmiyorum<br /><br /><span style="font-style: italic; font-weight: bold;">M.T:Diyorlar ki arabanı pembeye boyamışsın.Hatta plakasını 34 MRKJ 34 yapmak için tam 300 bin dolar vermişsin.Bu konularda ne diyeceksin?</span><br /><br />M.İ:Yalan.Külliyen yalan.Bir kere benim arabam yok.Maçlara metrobüs ile gidiyorum.300 bin doları plakaya değil de Şehrazat’a verdiğim doğrudur.Bir heyecandı benim için,tek gecelik bir fantezi.Hem hani rüzgar her şeyi alıp götürecekti,tek gecelik hatam için affetmeyecek mi?<br /><br /><span style="font-weight: bold; font-style: italic;">M.T:Fantezi futbol’daki takma adın ‘Ayak Fetişisti’imiş.Buna ne diyeceksin?</span><br /><br />M.İ:Valla puanlarım iyi.Kıskanmasınlar.<br /><br /><span style="font-weight: bold; font-style: italic;">M.T:Daracıkspor ile yaptığınız maçta sakatlığını bahane edip maçta oynamamışsın ama o gece seni Club Duptıs’ın önünde görmüşler.Fotoğrafların var.Bunu açıklayacak mısın?</span><br />M.İ:Şimdi olay şöyle cereyan etti.Bende maç günü ‘Lejyoner Hastalığı’ dediğimiz yani tıp dilinde ‘Maximus Teletabis’ adlı bir hastalık ortaya çıktı.Kondisyonumu fazlasıyla etkiledi.Bende teknik direktörümüze söyledim ve maça çıkmadım.Ondan sonra eve gittim maçı izliyordum birden sular kesildi.Tabii bu benim moralim çok bozdu.Çıktım dışarı hava almaya.Sonra yoldan iki güzel kız geçiyordu.İmza istediler falan filan…<br /><br /><span style="font-weight: bold; font-style: italic;">M.T:Sende de mürekkep kalmayınca galiba poligomla imza attın gece bayanlara?</span><br /><br />M.İ:İmzayı geri çevirmek olmaz,ahlaksızlıktır.<br /><br /><span style="font-style: italic; font-weight: bold;">M.T:Taraftarların aklında kalan en büyük sorulardan biri de senin transferin.Gerçekten tam bir muamma oldu bu.Bu konu hakkında ne diyeceksin?</span><br /><br />M.İ:Şimdi tabii transferlerim ile ilgili her şeyle menajerim ‘John Locke’ ilgileniyor.Beni isteyen takımlar var ve bu beni mutlu ediyor ama benim için öncelik Başspor’dadır.Onlara bir şey kazandırmadan buradan gitmek istemem.Önümüzde 3.Geleneksel Çayda Çıra Festivali var.Orada boy gösterip fiyatımı arttırmak ve gücümü herkese göstermek istiyorum.<br /><br /><span style="font-weight: bold; font-style: italic;">M.T:Markajı sevişelimmi</span><br /><br />M.İ:Ya ağabey ben ocakta ütüyü açık unutmuşum ya da onun gibi bir şeyler.Ben şimdilik kaçayım sonra görüşürüz.<br /><br /> <span style="font-weight: bold; font-style: italic;"> YHA-Yalan Haber Ajansı</span><br /><br />bu arada blog bayaa inaktifti.artık çok hızlı bir şekilde yazılarım gelecek.</span>tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-25092551330974910212010-05-08T00:30:00.004+03:002010-05-08T01:27:26.896+03:00Bazen...bazen okula giderken aklıma sen geliyorsun,<br />geçirdiğimiz günler, sayısız değerli zaman geliyor aklıma,<br />uzun zamandır görüşemesek de yine de birbirimize yaptığımız ihanetler geliyor,<br />yıllar önce birbirimizi çok seviyormuş gibi yapışımız fakat en iyi zamanları geçirişimiz,<br />zihnime kazınmışlar sadece bakmak yetiyor,<br />sadece bir sıcak mevsim anıları...<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgz_q_x5mfBZ-Ac0fFp7bMZonR5rPAh_gonMse5CZDAIZFCNyHLdd5UkZRldJ5dlb3Rs42LPSM__yl1wXJAqfiy_dAad2WhTcjrtEPZzd_kgMPWeI1OfYPR3hsHIiDBx71CANFs4Qvo1WI/s1600/SNV86870.JPG"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 300px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgz_q_x5mfBZ-Ac0fFp7bMZonR5rPAh_gonMse5CZDAIZFCNyHLdd5UkZRldJ5dlb3Rs42LPSM__yl1wXJAqfiy_dAad2WhTcjrtEPZzd_kgMPWeI1OfYPR3hsHIiDBx71CANFs4Qvo1WI/s400/SNV86870.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5468657935597005026" /></a><br />artık gençliğimiz bitiyor,<br />bunu görebilen tek insan benim ve bu beni ürkütüyor,<br />gönlünce eğlenebileceğimiz zamanlar yada sadece birbirimze ayıracağımız zamanlar yok,<br />ne çabuk tükeniyor kum taneleri<br /><br />siyah ojeli güzel tırnaklar,hala hatırlarım o turuncu<span class="fullpost"> bikinilerini(galiba turuncuydu)<br />koskocam ayakta palet gibi terlikler<br />giydiğin billabong short mayoyu,yüzündeki sivilceleri<br />birbirimizle deliler gibi atıştığımızı,<br />güldüğünde 2 üzeri 5 tane olan dişlerinin göründüğünü,<br />konuşmadığımız zaman bile milletten birbirimiz hakkında bilgi almaya çalıştığımızı,<br />ilk öpüştüğümüz divanı ve sonrasında kafanı vurduğun pencereyi,<br />saçlarını ve karnını herşeyden çok sevdiğimi,<br />koskocaman pörtlek gözlerin olduğunu fakat beni tamamen içine çektiklerini,<br />paso üstünde terlik deseni olan havlun,siyah levis'ın ve altına giydiğin kırmızı converse'ler...<br />gözlüğümü takıp ayağımdaki dikenleri çıkarışımızı,<br />belki dünya üzerindeki en iyi arkadaşlar olduğumuzu,<br />hatırlarım bunlar bazen, hızlı atar kalbim ama bunların artık birer fosil olması söndürür heyecanımı,<br />duruyor belki yerinde ama aldığımız yok,<br /><br />bazen bodrum'a değilde sana geldiğimi düşünür sevinirdim,<br />o 20 saatlik yol sen varsın diye çekilebilir bir hal alırdı...<br />dengesizliğin abidesiydin sen ama bi şekilde hoşuma gidiyordu...<br />ehliyet için eve döndüğümde kendime uzun zaman gelemediğim zamanlar...<br />gelir yaw aklıma bazen...<br /><br />bazen okula giderken aklıma sen geliyorsun,<br />fakülteye geçerken lisenin önünde babanın eski arabasının aynısı duruyor,<br />hele bir de plaka benzemez mi...<br />aklımdaki sen, ruhumdaki sen, kalbimdeki sen geliyor aklıma,<br />işte o zaman farkına varıyorum,<br />senden eser kalmamış harbiden, bitmiş,<br />yok artık onlar, yoksun artık sen 16 saat...<br /></span>tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-11055096749469232372010-05-02T23:57:00.003+03:002010-05-03T00:42:56.960+03:00Süt Sevmem Aslında ama Sütü Hiç Bu Kadar Sevmemiştim...şu an annem yanımda yatıp televizyon izliyor ve televizyonda en çok beğendiğim tuba ünsal var.hülya avşar'ın programına konuk ve o dünya güzeli gözlerinden yaş akıyor.gerçi bu yazının asıl hedefi bu değil.bunlar sadece laf kalabalığı.<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrGGI_d5hh4_hnQ8Qs3xsWkULWcIMzDG4c1ApmXQP088HxsNaZ2DATysvTGfsTx7xk8gE0v5KMUJlfzzvNRTl6HPb2fZYIfVV3aszrrwKFtIO5hn2OpJ9xJHOmxjXIilj6AcnQC-6zan4/s1600/baby_feet2.png"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrGGI_d5hh4_hnQ8Qs3xsWkULWcIMzDG4c1ApmXQP088HxsNaZ2DATysvTGfsTx7xk8gE0v5KMUJlfzzvNRTl6HPb2fZYIfVV3aszrrwKFtIO5hn2OpJ9xJHOmxjXIilj6AcnQC-6zan4/s400/baby_feet2.png" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5466791236310395234" /></a><br /><br />bu yazıyı yazmamın nedeni pınar süt'ün son reklamı.zaten annemin elazığ'a gelişi beni çok mutlu etti.bir de o kadar doluydum ki bu aralar herşeyi içime atınca annemin gelişi beni hafifletti.ona hiçbir şey anlatmadım ama onun burada olması bile bana yeter.sanki o beni himayesine alan bir koruma kalkanı.onun evde oturup tv izlemesi bile içimi burkuyor.eve gelince annemin beni karşılaması, evde sıcak bir yemek kokusu, oturup günümü sorması...liseden beri bu duyguyla karşılaşmıyorum.gerçekten hasret kalmışım bunu itiraf etmeliyim.<br /><br />geçici olduğunun farkındayım ama onun burada olması, "oğlum arkadaşlarınla dışarı çıkacaksan çık ben evde dizi izlerim" demesi bile beni o kdr mutlu ediyor ki...uyurken içeriden onun horultuları, sabah bana kahvaltı hazırlayışı... bilmiyorum ben mi çok sulu göz oldum yada buraya gelişi benim her adana'ya gidişimden farklı mı ama pınar süt reklamının benim üzerimdeki etkisi aşikar.<br /><span class="fullpost"><br /><br />reklamın hikayesi, sertab'ın sesi ve şarkı sözleri... yarın annemi yolcu edecem ama nasıl yapacağımı bilmiyorum.ulan adana'da olsam 4-5 günde sıkılırm belki ama o kadar kritik bir zamanda geldi ki.köşeye sıkışmış gibi, yağmurlu bir günde dışarıda kalmış bir çocuk gibi hissederken kendimi o bana bir el veya paha biçilmez bir şemsiye oldu.gerçekten varlığı bile yetti.bütün ailemi sonsuz seviyorum ama anne işte farklı bir olay.ona anneler günü sürprizini verirken bile benim gözüm doldu ulan.benim gözümde herhangi bir yaş gören insan yok gibi bişey fakat bu orhan veli tiyatrosuna gittiğmden beri bana birşeyler oldu diyebilirim.<br /><br />neyse dediğim gibi onun karşımda oturup çekirdek çitlemesi, kalan pilavı bana verip kendi sadece yemek yemesi, benden habersiz eve birşeyler alması, bana çay yapıp yanına kendi yaptığı dünya tatlısı kekleri bana getirdiği, ben bezelye seviyorum diye adana'dan getirdiği bezelye ve kıyma ile geldiği sabah bana bezelye yapması... ulan nasıl yolcu etçem yarın ben seni?... <br /><br />pınar süt'ün muhteşem reklamındaki müziğin sahibi sertab erenerin bu reklam için yazdığı şarkı...<br /><br /><br />annedir yüreği fazla dayanamaz<br />herkes bıksa benden annem bana doymaz<br />öper besler beni unutur kalbinde<br />annem burada olsun bana bişey olmaz<br /><br />hergün bakar bana kusurumu görmez<br />günler gece olsa o ışığı sönmez<br />ellerim büyüdü avuçlarında<br />bir tek annem olsun bana birşey olmaz...<br /></span>tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-41184305712290017732010-04-27T20:08:00.003+03:002010-04-27T20:41:58.685+03:00Tırnağını Bile Doğru Düzgün Kesemeyen Adamın Maceraları 7-(Teşekkür!)<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuP-uJ-3Q0qNUJyaxu00d1idsaaXkb41nKJcbGwNLsyVbRNeYv3bBT9Teo0FdWcSsCh26z9aZU6k1XYI2Y9JnxkBqs8fGPQ3cykQyyzpbwGXSqwbKzVlPwla9Ijr5rKHqup4j9v0o2Yfg/s1600/Foto%C4%9Fraf-0041.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 300px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuP-uJ-3Q0qNUJyaxu00d1idsaaXkb41nKJcbGwNLsyVbRNeYv3bBT9Teo0FdWcSsCh26z9aZU6k1XYI2Y9JnxkBqs8fGPQ3cykQyyzpbwGXSqwbKzVlPwla9Ijr5rKHqup4j9v0o2Yfg/s400/Foto%C4%9Fraf-0041.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5464873395161732354" /></a><br />Bu yazı dizisinin sonu gelmiş bulunuyorum galiba. Bu son yazım sana teşekkür maksadında çünkü sen benim hayatımda çok büyük yer ettin. bak aşağıda bunu özetliyorum. bak bak…<br /><br />Sana teşekkür ediyorum çünkü senden ayrılmam gerektiğini anladığımda ve ayrıldığımda bana metanetli cevaplar vermediğin için. sana teşekkür ediyorum istikrarsız olduğun için. sana teşekkür ediyorum çünkü beni zor zamanlarımda yalnız bıraktığın için. Sana teşekkür ediyorum çoğu kız gibi hep ‘ben’ dediğin için. Teşekkür ediyorum çünkü ‘çok kilo aldım lan ben!’ dediğimde bana ‘en sevdiğim yerin göbeğin’ dedin. Bu teşekkürleri biraz açalım ama değil mi?<br /><span class='fullpost'><br /><br />İleride yine mesajda smile göndermedi diye kavga edeceksin sevgilinle, yine msn’den sevgini bana göstermiyorsun diye ölümüne suçlayacaksın onu ama o benim kadar sakin olmayacak çünkü o seninle ciddi düşünmeyecek. Hele de artık bir çiçek gibi açılımışken… Sanki bu menstruasyon dönemi gibi ya. Her 10 günde bir saçma sapan bir konudan dolayı kavga başlatırdın. Hep doğrusunu gösterirdim ve sonra özür dilerdin ama sonraki 10 gün içinde aynı bokun mavisini getirirdin karşıma. Gerçekten 5 yaşındaki çocuğa 2 dakikada anlatıp onun bile çözüm üreteceği konuları sen hep sorun olarak getirdin. 3 musluklu havuz problemlerini DSİ’nin yarattığı polemikler olduğunu savunsam da senin bu saçmalıklarını savunamıyorum<br /><br />Şu ana kadar seninle birlikte 5 tane komiteye girdim ama sen 3 tanesinde benimle küstün. Sınavı mı düşüneyim yoksa seni mi belli değildi. hepsinin sonunda hatanı anladın ve özür diledin. Hatalarında hep aynıydı, söz verdin yapmayacağına ama tutmadın. O komitelerde ağzıma s.çan en büyük nedenlerden biri hep sen oldun. Hea bu arada sensiz uzun zamandan sonra bir komiteye girdim. 69 gelio galiba. Güzel lan bu not hele nöro komitesi için.<br /><br />Seni affetmediğim ve hiç affetmeyeceğim iki olay var. Birincisi yurtla ilgili disiplin sorunları çekerken aynı zamanda komitem varken ve aynı zamanda yurttan çıkarken ve aynı zamanda ev aramak için kıçımdan solurken ve aynı zamanda bunları bitirip eve çıkarken beni yalnız bırakman. Yine saçma sapan bir nedenden dolayı yine beni yalnız bıraktın ve arayıp sormadın. Elalemin sevgilileri hiç zorunda olmamasına rağmen gelip evi temizledi ve her gün gelip bize yemek yaptı ama sen bir hayırlı olsun mesajı atmadın. sonunda yine sen özür diledin, yine çok hatalıydın, yine istemeyerek olmuştu, yine o an kendinde değildin, yine annenle baban kavga ediyordu, yine kardeşin seni rahat bırakmıyordu vs vs…<br /><br />Bu olaydan sonra zaten ilişki bitmişti. seni kafamda silmiştim 5 mart günü sen artık yoktun benim için. arkadaşlarım çok uğraştı geriye dönmem için çünkü seni onlar çok seviyordu. seni hiç görmediler ve seni hiç tanımıyorlar. sadece benim anlatmamla biliyorlar. demek ki ben seni o kadar iyi anlatmışım ki bazen beni sana layık görmüyorlardı fakat ben şimdi senin en yakın arkadaşını arasam alacağım tepki beni bir freddie yapar. Büyük ihtimal öyle bir anlatmışsındır ki bütün suç bende falan da filan da. Korkuyorum onu aramaya, beni polise ihbar etmiştir falan o eski fbi filmlerindeki gibi yerimi bulup beni yakalarlar zannediyorum( bu fbi yer bulma olayını aklıma getirdiğimde ilk gözüme gelen film de mel gibson’ın ransom(fidye) filmidir hea). Sen öss’ye gireceksin diye bunu sana söylemedim ve sabretmeye başladım. Onurumu ayaklar altına alarak hiçbir zaman kabul etmeyeceğim şeyleri göz ardı ettm. sırf sen üzülme ve emeklerin boşa gitmesin diye çünkü biliyordum beni ne kadar çok sevdiğini ve bunun seni paramparça edeceğini. Tıpkı ayrıldıktan sonra mesajında yazdığın gibi… Ne dediysen kabul ettim. Ne suçladıysan özür diledim. Hatta adana’ya geldiğimde düzelmeye başlamıştım ve ondan sonrası gerçekti fakat sen yine bahane ve kavga doğurmaya devam ettin. Hele sen bazen biz kavga ettiğimizde arkadaşlarına o an bizim kavgamızı anlatırken yanlışlıkla o mesajları bana göndermen var ya... Bunları göremedin çünkü gözünün önünde koskocaman bir burnun var. Sen fedakarlığın, hoşgörünün, empatinin suç olduğu bir dünyada yaşıyorsun, sen o dünyanın kraliçesisin ve ben sadece idam edilen bir mahkum…<br /><br />Bak benim hatam yok değil, tabii ki var. Mesela hep şundan yakındın: ‘bana gittiğin yerleri mesajla bildirmiyorsun!’. Ulan ben hücre yayın mesajı mıyım? Ama biz ne dedik hiç uzatmadan tamam dedik ve her gittiğim yeri yazdım sana. Sçmaya giderken yazmamam gerektiğini ben ahlaki bir hareket olarak nitelendiririm ama sen bencillik olarak yüzüme vurdun. O mekan ile benim aramda olan bişe. Ben orada günah çıkarıyorum sanane! Bana hayatımda en fazla mesaj atan varlık turkcelldir. O da hep bilgi mesajı atıyordu. Ben ayda 83 milyon telefon faturası ödüyorum senin için. 1500 dakika kamu 59 tl ve 1000 sms her yöne 24 tl. hiçbir günden bir güne bana minnettar oldun mu bu yüzden?! Benim ailem zengin falan değil. Tamam eskiden harbiden de durumumuz süperdi ama şimdi 83 milyon faturayı hangi öğrenci ödüyor bi sor bakiiim. Başka hatalarımda yok değil. Zaten bana koyan en büyük hatam seni düşünmekmiş. Her birlikte yapacağımız şeyi ilk önce sana sorardım çünkü seninle olmak bana keyif veriyordu. Gittiğimiz ortamlar veya başka şeyler değil. Ne sorduysan cevabım hep ‘sen nasıl istersen oldu’ ama sen beni hep düşüncesizlikle suçladın. Seni hiç zora sokmak istemedim, fedakarlıkları hep ben yaptım. kıçı kırık bir dershane sınavını benim enfeksiyon sınavımdan önemli görüp sana hiç moral mesajı atmıyorum diye benimle 4 gün konuşmadın ya… Hay neisseria gonorrhoeae familyasından olan insan…<br /><br />Hele bir de bana ayrılma sonrasında şu söylediğin sözler yok mu? : ’metin ol onur, sen güçlü insansın…’. Bu ne lan? Senden ayrılan ben değil miyim? Tamam metanetimin avagadro sayısı kadar olduğunu söyleyemem fakat bu nasıl bir gelin güvey ve iç-güveysi olmaktır bre hatun!<br /><br />Neyse aslında bunlar bu yazıyı okuyanlara çok tanıdık gelecek. Bazılarınıza da birer ipucu olacak. Arkadaşlar siz siz olun hep fedakarlık yapmayın, hep karşıyı düşünmeyin, hep iyilik istemeyin, hep konuşun, kız arkadaşınızın aylık özel günlerini takvimden işaretleyin ve sakın o günler ona yaklaşmayın, hatta onu tanımıyormuş gibi yapın, bencil olun, ne görüyorsanız siz de onun yarısını gösterin, sakın para ödemeyin o ödesin… bunları ben hayatta yapmam ama bunları yapmadığım için bana suçlu olduğumu dolaylı yollarla söyleyen sensin. Asıl önemli olan ben bu saçma sapan şeylere nasıl karşılık verdim ve bunlar nasıl yok sayıldı. Sen bunları anlamazsın çünkü sen ilkleri bende yaşadın. Tek ciddi ilişkinden benim yüzümden ayrıldın. Benden çok hoşlandığını söyledin bana ve çocuktan ayrılmak için bir boş hareketini bekledin, bahane aradın. Acaba bende de mi öyle oldu bilmiyorum, zaten pek de umursamıyorum. <br /><br />Eyjafjallajokull patlak verdiği gün senden ayrıldım galiba, yanlış hatırlamıyorsam. sen beni seni terk etmekle suçladın. Ben sadece yanan bir yemeğin altını kapattım(Bu da çok basit bir örnek oldu sanki). Bana çok kızgın olduğunu biliorum ve o gün senden ayrıldığım için bana ‘kafana eyjafjallajokull kadar taş düşsün’ tarzında beddualar etmiş olabilirsin seni suçlamıyorum ama gerçekten katlanacak halim kalmamıştı. Senin için onurumu ayaklar altına alıp seni üzmemek için neler yaptığımı bir yukarıdaki biliyor. Sen bile bilmiyorsun. Sen bile o büyüklüğü anlamadın. Yakın arkadaşlarım bile beni bu yüzden tebrik edip madalya verdiler ama sen bana olimpiyatlara alınmayan Oscar Pistorius muamelesi yaptın.<br />Çok üzüldüğüm şeylerden biri de Nil’i görememiş olman. Onu görmek çok istiyordun biliyorum ama eğer bu katır inadını bir tarafa atıp çocukluğu bırakırsan belki görebilirsin.<br /><br />Bu yazıyı bir intikam yada nefret yazısı olarak görme. Bu yazı tamamen içime attığım ve sana karşı sessiz kaldığım durumların izahı. Acaba neden sessiz kaldım? gerçi sen bunun bile cevabını bilemezsin ama neyse...<br /><br />Şu an bu yazıyı yazarken yüzük parmağımda, winnie ponyo ile birlikte yatağımda, anakin-darth vader posterim çerçeveli ve arkamda, bana yazdığın sevgi notları panomda, kolyen takılı, şapkan çekmecede, kapişonlu sweat üstümde… ben her şeyi bir çırpıda silen bir insan değilim. Seninle geçirdiğim 1 dakikanın bile değerini bilirim ve bu yüzden seninle hala arkadaş olmak istedim. Tamam çok klasik bir olay ama bak nedeni var. Tamam bu ilişkiyi ben bitirdim ve birden bitirdim. Bu terk etmek gibi gözükebilir ama zaten ölüydük. Ben gömdüm bizi sadece. Ben buna rağmen seni aradım, mesaj çektim. Sadece senin için. Senin üzüldüğünü biliyordum ve arkadaş olmamıza inanıyordum çünkü bir ilişkiyi başaramadık ama biz en önce arkadaştık hatta iyi arkadaş. Bunu sana yeni ayrılmış sevgilin olarak değil, ilkokul arkadaşın ve bir zamanlar en yakın arkadaşın olarak söylemiştim. Bu sefer doğru kararı vermeni düşünüyordum ama sen bir garip yaklaştın bu konuya. Zaten ayrılmadan önce ve ondan sonra bir değişmiştin. Neyse artık önemli değil. Sen sınavını ver de o emekler boşa gitmesin… benim gönlüm o zaman rahat olur. Bu yazının ana düşüncesi değer bilmek. Sen değer bilemedin. Sen sevdin ama bir insan sadece severek bir yere varamaz. Sana değer bilmeyi öğrettim ama bunu bir benim üzerimde deneyemedin.<br />Kapanış olarak bu yazı dizisi tamamen benim kafamda kurduğum bir kahramanı anlatıyordu. Sonra daha da bana döndü çünkü bu yazı dizisi benim kaçış noktamdı. Senin yüzünden başımdan geçen her şeyi ve düşündüğüm her detayı buraya yazdım ve artık bitti...<br /><br />Teşekkür ediyorum bu 7 ay için!<br /><br />Playlist: 1) Kargo-Kalamış Parkı(Aşk bomboş bir park gibi şimdi…)<br /></span>tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-43277867756747863672010-04-15T01:21:00.005+03:002010-04-25T20:11:28.028+03:00Tırnağını Bile Doğru Düzgün Kesemeyen Adamın Maceraları-6 (Kepenk)<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi637IKIlmcnUMm1QXDXqzUR2odAi-9dMXyffjR_Pgn3lCcfqeD9IqhjBrTs1TyAJ9O1NW7M2G3svM1Tkfw1Eu_STpfozu-lqHQ1rmoHDPAPhxcQM8Dt6kw0GWZbH5qxwaUQTwH78rQxBM/s1600/where-the-wild-things-are-20090325015743440.jpg"><img style="float: right; margin: 0pt 0pt 10px 10px; cursor: pointer; width: 400px; height: 268px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi637IKIlmcnUMm1QXDXqzUR2odAi-9dMXyffjR_Pgn3lCcfqeD9IqhjBrTs1TyAJ9O1NW7M2G3svM1Tkfw1Eu_STpfozu-lqHQ1rmoHDPAPhxcQM8Dt6kw0GWZbH5qxwaUQTwH78rQxBM/s400/where-the-wild-things-are-20090325015743440.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5460128318765178018" border="0" /></a><br />bu yazı dizisini bir süreliğine donduracağım çünkü insanlarda çok değişik bakış açıları ortaya çıktı.tabii ki bana karşı.bu eleman benden yola çıkarak yaratılmış bir karakter dedim ama insanlar tamamen benimle ilgili olduğunu düşündüler.insanları mikiiim diyemeyeceğim çünkü bende insanım.onları mikiim diyemeyeceğim çünkü onlara ihtiyacım var.onları mikiim diyemeyeceğim yalnızlık bi yere kadar mutluluk getirir ve yalnızlık yalnızca Allah'a mahsustur vs vs vs....<br /><br />Neyse efendim bir senede 9 tane sınav haftası geçirmek her yiğidin harcı değil ama yapacak bişe yok.bu benim sekizinci(8.) olacak :) tabii son sınavda millete göre kötü olunca küçük bir üzüntü oluyor.pek birşey farkettirmedi bu puan bana ama biraz eziklik olmuyor değil.şimdi ben diyorum ki derslere başlayayım ama işte bazı engeller var...<br /><br /><span style="font-style: italic; font-weight: bold;">1-Hani Nerede Üreme?:</span>arkadaş bahar geldi ve herkes sevgilisinden ayrılıyor yada kavga ediyor ama olay hep benm başıma patlıyor.hiçbir zaman pişman olmadım,olmam da arkadaşlarıma yardım etmeye ama a.q benmde bi hayatım var.gerçi ben hep içime atarım.ata ata 90 kilo olduk! kardeşim hani bahar gelince herkes birleşirdi,gezer tozar çimenlerde yatardı hatta çimenler dar gelir yataklara yatardı!? ne oldu da herşey değişti be cemil? ne oldu çemil bize? ne oldu sana? o kara kaşlarını nie çattın gene?<span class='fullpost'><br /><br /><span style="font-weight: bold; font-style: italic;">2-Severim Ben Bu Oyunları!:</span>bilgisayar geldi geleli şu güzellikle bi başbaşa zaman geçiremedik.oynanacak birsürü oyun var.gerçi laptop 2006 yılından kalma ve ben diablo'yu 3. kez bitireceğim,heroes serisini ve neverwinter nights'ı tekrar bitirecem a.q.ben zevk alıom arkadaş.oyun manyağıyım ve bunu saklamıyorum.<br /><br /><span style="font-style: italic; font-weight: bold;">3-Severim Ben Bu Filmleri,Dizileri ve Animeleri</span>:bu lost'un varya...hacı bu dizi yüzünden uyuyamaz oldum.artık 42 dakikalık şeylere garezim var! spartacus,flash forward,fringe duruo.ee fullmetal alchemist desen çabası.mangası var gerçi bende ama izlemek daha zevkli.elfen lied yarıda duruo.ezel bi yandan.ee 90 gb film var beklio.bir sürü müzil var.olum benle dalga mı geçionuz lan!?<br /><br /><span style="font-weight: bold; font-style: italic;">4-Çilek Pudra Şekeri ile Gider</span>:pudra şekeri'nin 2. filmini çekeceğiz inş.bakalım bu seferki güzel olacak ama işte bi 4-5 saat ayırıp senaryoyu hazırlamalıyım ve en azından tam tamına 1 günümü verip premiere ve after effects eğitim videolarını izlemeliyim ki çok zooor!<br /><br />işte böle arkadaşlar yapmam gereken çok iş var.ben buna kız arkdaşımı ve yaşadıklarımızı yazmadım bile.yani kendi hayatımla ilgili bi pok yazmadım.normalde beni tanıyan insanlar ve okuyanlar benim esprili biri olduumu düşünürler.halbuki gerçekten çok ama çok zorluklar yaşadım ama içimde yaşamayı öğrendim.içinde yaşamanın ne kadar çok acı verdiğini ve dışarı çıkartamayacak olmanın verdiği derinlik hissini gördüm.insanları işte bu yüzden güldürmeye çalışırım.onlar o acıyı çekmesin diye.sonrası insanı çok değişik yerlere götürür.beni iyi yerlere götürdü ama ben istisnayım.seni güldürürüm ve hiç zorlanmam ama kimse benm ne durumda olduumu düşünmez...neyse biraz olsa da en azından tırnağımı daha iyi kesebiliyorum...</span>tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-37935782211841568142010-04-08T18:00:00.000+03:002010-04-08T18:00:06.989+03:00Kıyıda Köşede Kalmış Albümler 1: Porcupine Tree-Stupid Dream(1999)<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyKjbzreHe1dyg3iG3GiZ4QdSUXHqHvRoBLMYLPqpqmMMZCNqIEzYpj_TFTzsJYspxZscziXm3iNCHhLN_Axj-qCTmF397tHo9qjzDXB3IFFn6Py3Q_2M5WQbNZ9c2qg4p3qZP0420USQ/s1600/Porcupine_Tree_-_Stupid_Dream.jpg"><img style="float: right; margin: 0pt 0pt 10px 10px; cursor: pointer; width: 400px; height: 344px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyKjbzreHe1dyg3iG3GiZ4QdSUXHqHvRoBLMYLPqpqmMMZCNqIEzYpj_TFTzsJYspxZscziXm3iNCHhLN_Axj-qCTmF397tHo9qjzDXB3IFFn6Py3Q_2M5WQbNZ9c2qg4p3qZP0420USQ/s400/Porcupine_Tree_-_Stupid_Dream.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5457522220566296866" border="0" /></a><br />yeni bir yazı dizisiyle karşınızdayım.daha doorusu ekranınızdayım.böle grupların aslında çok iyi yaptıkları ama pek farkına varılmayan albümlerini sizlere hatırlatmaya çalışacağım.bunlardan ilki Porcupine Tree'den gelior.1999 yapımı Stupid Dream adlı albümü belki hiçbiriniz duymadınız bile ama ben size hatırlatacağım.bu yazıdan sonra o albümü hergün 3 vakit dinleyeceksiniz.aç karnına tabii ki!<br /><br />Porcupine Tree deyince aklınıza zaten hemen Deadwing ve In Absentia gelecek.o albümlerde sağlam ama işte bu albüm size piyango olarak çıkıyor.ben öylesine bi nostalji yapayım die koymuştum mp3'e.koyduumdan beri dinliyorum.her şarkısı güzel olan albümlerden biri.<span class="fullpost">'toplam 12 şarkıdan oluşan albümün en dikkat çekici şarkıları' die birşey yazmayacağım çünkü gerçekten hepsi iyi şarkıların.adamlar Tinto Brass için özel şarkı yapmışlar.şimdi siz Tinto Brass kim diye soracaksınız tabii.kendisi göğüs ve popo manyağı efsane bir erotik film yönetmeni.filmleri çok eğlenceli(neresi eğlenceliyse?).italyan kökenli kendisi.efsane 'the key' filminin yönetmeni.filmi bende izlemedim ama efsaneymiş bu film!<br /><br />Neyse efendim bu albüm gerçekten çok iyi.Porcupine Tree sevenler yada prog rock sevenler yada psychedelic sevenler! kıyıda köşede kalmış bu albüme bir göz atın.</span>tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-89015199352979080252010-04-07T01:28:00.004+03:002010-04-07T18:29:40.867+03:00Tribute To Seyhan!<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAg3GSx2BERO_BCnuRK10O0IMVeAj1mK8muaa0Dc2KkIoQj_HvByzK9e9y68xnB6fhVYh0ly_Fn_BYskS0TSFYWmhmoqXmdWcYvTJDt6yBIZC9XmhXChBdOuAPObMWfTUQ3IKM8luXgik/s1600/the_gandhi_diet.jpg"><img style="float: right; margin: 0pt 0pt 10px 10px; cursor: pointer; width: 350px; height: 375px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAg3GSx2BERO_BCnuRK10O0IMVeAj1mK8muaa0Dc2KkIoQj_HvByzK9e9y68xnB6fhVYh0ly_Fn_BYskS0TSFYWmhmoqXmdWcYvTJDt6yBIZC9XmhXChBdOuAPObMWfTUQ3IKM8luXgik/s400/the_gandhi_diet.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5457417945979534402" border="0" /></a><br />Bende kilo veremiyorruuuuumm! gerçi ben kilo vermek için hiç bişe yapmıorum ama bundan yola çıkarsak yolun sonu benim dana gibi kilo aldığımdır.millet birde nasıl moralimi bozuo? yok neymiş yaz geliomuş dikkatli olmam lazımmış.ulan sanki yazın geldiğini ben bilmiom! herkes kahin kesildi.geliyosa gelsin arkadaş her sene gibi bu sene de geçer yaz di mi?! hem kilo dediğin 3 aylık iş önemli olan iç güzellik(ben bile inanmıom buna ama...)<br /><br />Neyse efendim bayaadır yazı yazamıyodum.tabii ki pek bi okuyucum olmadığını biliorm hatta bir elin parmaklarını geçmediği gibi bir parmağın eklemlerini bile geçmez ama önemli değil...yok lan önemli a.q.nie kimse beni takip etmio ya! neyse bi iki gün içinde yeni bir yazı dizisine başlayacağım: 'Kıyıda Köşede Kalmış Albümler'.'Tırnağını Bile Doğru Düzgün Kesemeyen Adamın Maceraları' da kaldığı yerden devam edecek.tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-80543539375505300982010-03-06T14:14:00.004+02:002010-03-06T14:49:05.192+02:00An Ufak Tifikıl Pırablım!<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDfQa5bsVX0alXCZGEsSLSbdQO7U8KdpUBrtk1p9K1sRrr0Lm-F2OGccOPxnPAR1VfnxS0vgKs-z66mzMGqd7E46cmQ9Xr8w_YNF-1cMStKpN9mV9jCqfaTeYFb8iLCZja2ZZr__kXdW4/s1600-h/technical-difficulties.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 400px; height: 308px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDfQa5bsVX0alXCZGEsSLSbdQO7U8KdpUBrtk1p9K1sRrr0Lm-F2OGccOPxnPAR1VfnxS0vgKs-z66mzMGqd7E46cmQ9Xr8w_YNF-1cMStKpN9mV9jCqfaTeYFb8iLCZja2ZZr__kXdW4/s400/technical-difficulties.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5445501937980402578" border="0" /></a><br />eve çıkma derdi,komite derdi,para derdi,kız derdi,aile derdi derkeeeeenn buraları unuttuk! en yakın zamanda döneceğim!tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-36120121483862799962010-02-18T17:36:00.001+02:002010-02-22T21:53:21.855+02:00Sevgililer Günü-Nba All-Star-Recep İvedik 3-Star Wars-5. Komite-Tatil<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJ7gtu7yQaCWqSoHJAft1RKtKrZDh31_UIaEWY22XRULpwZ6Tfu5kDc2cFPTYyg1ORIf6if8fsDZX5fxVh-Cl6SGXDeciAjIbSQyELEojVx6iIyjlH5wslQyKeBoxP6hFAZIwyBFwtojY/s1600-h/nba-2010-all-star-logo.gif"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 390px; height: 328px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJ7gtu7yQaCWqSoHJAft1RKtKrZDh31_UIaEWY22XRULpwZ6Tfu5kDc2cFPTYyg1ORIf6if8fsDZX5fxVh-Cl6SGXDeciAjIbSQyELEojVx6iIyjlH5wslQyKeBoxP6hFAZIwyBFwtojY/s400/nba-2010-all-star-logo.gif" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5441158266964845618" border="0" /></a><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJNucj6yiIaJBSKwEBBCJ-2HMDGONWSGZc5uu9Yrrci5mkXiN-k3PDil1EaHgrrlSk8nqMaPKw-Nk6ROVo53uMmljw2c-DxqPmREdIjwtj_mW1cNedaJd40EJwaTIvsn6rAeIBTavNfHY/s1600-h/Star-Wars-Trilogy-Bonus_03.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 281px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJNucj6yiIaJBSKwEBBCJ-2HMDGONWSGZc5uu9Yrrci5mkXiN-k3PDil1EaHgrrlSk8nqMaPKw-Nk6ROVo53uMmljw2c-DxqPmREdIjwtj_mW1cNedaJd40EJwaTIvsn6rAeIBTavNfHY/s400/Star-Wars-Trilogy-Bonus_03.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5441158259480418162" border="0" /></a><br />Hepsi mi üst üste gelir evladım?! hepsi mi üst üste gelir yavrum?! adamı vururlar koçum! ulan zaten toplasan 14 gün tatilim var.o tatilden sonraya sınav koyan zihniyeti,star wars'ları çok ters zamana koyan cnbce'yi, All-Star'ın geç olmasının sebebini(sövemiom buraya), recep ivedik 3'ü bnm gitmemden 2 gün önce sinemalara getiren Şahan'ı...<br /><br />Ama sevgililer günü iyiydi bea! valla bak hele şimdi nooldu! ben buna bi daha aşık oldum! he sana aşık oldum yine salak,sana! hergün seviyorum zaten seni, hergün de seveceğim amaaa bu adana tatilimde sadece 1 gün görüşemedik ki bu bzm için bir rekor.umarım 1 ay sonra yine adana'ya gelirim.<br /><br />bunun akabinde herhalde bizim pudra şekeri 2 yalan olacak gibi duruyor.herşey hazır ama çok az zamanım var ve ben boş zamanımda adana'ya gideceğim.gerçi birileri bi gaz verse bana, biraz yardım etse çok kral bir film yapacaz bu sefer ammaaaaa...<br /><br />eğer bunu okuyorsa buradan Muhsin Güllü'ye bir çift lafım var! sen git rakip firmanın filminde oyna,bize haber verme ondan sonra da gel rol dilen(dilenmedin mi lan :D :D).tamam dilenmedin hadi kabul ettim.<br /><br />aha bu akşam yolcuyum! (tabii ben bu yazıyı 15 şubat pazartesi akşamı yazdım) gidecem de noolacak? istanbulda paso gezmişim,adana'da paso gezmişim,şimdi gidecem 3 metrekarelik elazığ'ya! bide soğuktur orası şimdi...<br /><br />ne all-star'ı izledim,ne recep'i,ne star wars'ı,ne de sınava çalıştım...tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-86735551388913883742010-02-13T23:45:00.001+02:002010-02-13T23:45:00.325+02:00Makina'nın Kızı<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJiibIwtAeCnS2esXlIXoLXBq5o1mLgisLGJpGqlHthI7zFrXUoSfDYioHdJuBnj2vkv8u64lBkuZK2keyRZMOjtN9_GGRv9QuKuNijDcKvn3_MivsNHlP04EF88hdXSmUZ9Ms-HpG89A/s1600-h/lungs_fatm.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 400px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJiibIwtAeCnS2esXlIXoLXBq5o1mLgisLGJpGqlHthI7zFrXUoSfDYioHdJuBnj2vkv8u64lBkuZK2keyRZMOjtN9_GGRv9QuKuNijDcKvn3_MivsNHlP04EF88hdXSmUZ9Ms-HpG89A/s400/lungs_fatm.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5433802814881531682" border="0" /></a><br />geçenlerde bildiğiniz üzere last.fm 2009'un en iyilerini seçmiş.30 kişilik listeye bakarken bi iki tane grubu falan da not ediyordum.bi iki şarkılarını dinleyip albümlerini temin ediyordum ama içlerinde bir tanesi vardı ki beni benden aldı.belki biraz popa kayıyordu(bence pek kaymıo) ama çok,çok güzel bir albüme sahip.ben zaten kadın vokallerin hastasıyım ve bu albüm bana ilaç gibi geldi!<br /><br />Florence + The Machine.İsim biraz farklı değil mi?<span class="fullpost">.ismin hikayesini wikipedia'dan öğrenebilirsiniz ama içinizden "olum onur kim şimdi uuraşacak git bul,sonra oku ingilizcesini,bi bok anlama falan filan..." diyen olabilir.onlar için hikayeyi ben anlatiiim.Florence Welch ve Isabella die bir arkadaşı zamanında bazı yerlerde performans için çıkarlarmış.Isabella'ya Machine derlermiş ve çıktıkları yerde Florence Welch ve Isabella Machine die duyurulurlarmış.espri olarakta ileride Florence Robot is a Machine ismini almışlar.şimdi artık tabii ki işi büyütmüşler,şehir merkezinde 2-3 şube de açınca bunlar kendimize bi çeki düzen verelim demişler.şimdi Robert Ackroyd (guitar), Christopher Lloyd Hayden (drums), Isabella Summers ('Isabella Machine') (keyboards), Mark Saunders (bass) and Tom Monger (harp) olmak üzere bu şekilde Florence'in arkasında yer alıyorlar(wikipedia'dan kopyala yapıştır yaptıım nasıl belli oluo bea:)).tabii farklı elemanlar da zaman içinde bu oluşum içinde yer alıyorlar.son hal olarakta Florence + The Machine olarak Lungs albümünü çıkarıyorlar.<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFlBmYcuW1CPJfJKm3P_2EcOlKp1BNiLwZ6VuIoUvjNBm3KwYGNllgQk3Gw3fDGB5zpU-LVlgQ256-jF5R19gGV2ibMe4oNbFzREQ19173fWeUvDcw7bcwnqAeU7-ai5gR67cGTEtxLnk/s1600-h/Florence++The+Machine+flo.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 400px; height: 255px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFlBmYcuW1CPJfJKm3P_2EcOlKp1BNiLwZ6VuIoUvjNBm3KwYGNllgQk3Gw3fDGB5zpU-LVlgQ256-jF5R19gGV2ibMe4oNbFzREQ19173fWeUvDcw7bcwnqAeU7-ai5gR67cGTEtxLnk/s400/Florence++The+Machine+flo.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5433802804800857666" border="0" /></a><br /><br /><div style="text-align: left;">Lungs alternative,indie bir albüm ve FTM'in sound ise soul-inspired indie rock(o ne demek lan?) olarak göze çarpıyor.2009 yapımı olan bu albüm İngiltere'de çıktığı anda 1 numaraya yükselmiş ve Avrupa'da 13. sıraya çıkmış.Peki ben niye bu albümü bu kadar detaylı anlatıorum kardeşim? aşağıya yaziim bari kendi yorumumu.<br /><br />Uzun zamandır böyle bir albüm dinlememiştim arkadaşlar.her şarkı mı güzel olur arkadaş? her şarkı mı kendini bir kere daha dinlettirir! arka plandaki müzik ve melodiler olağanüstü.The Machine kısmı çok iyi bir iş çıkarmış.Florence kızımız da o güzel sesini her şarkıya çok iyi yedirmiş.şimdi size albümden şu şarkı daha ön plana çıkıo falan diemicem çünkü o kadar güzel ki şarkılar her moda,her havaya göre şarkı yapmışlar fakat "kiss with a fist" jennifer's body filminin soundtrack şarkısıymış."Hurricane Drunk'ı" ise geçenlerde bi reklamda dinledim ama hangi reklamda bilmiyorum.<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOsT5DnT8qhSutOqNM55PJPEtxPCBV6LnWjn-hPl9gVjysURM_OzF-TOdEZI2L31gTgQZZyJ3JsPScSln231wzebLP9gzEUvh8yiAiK7olIC7hu5r7LSuxCwUEgrh9aV0D0UGuQXbn0Hk/s1600-h/florence-and-the-machine_006524_1_MainPicture.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 302px; height: 250px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOsT5DnT8qhSutOqNM55PJPEtxPCBV6LnWjn-hPl9gVjysURM_OzF-TOdEZI2L31gTgQZZyJ3JsPScSln231wzebLP9gzEUvh8yiAiK7olIC7hu5r7LSuxCwUEgrh9aV0D0UGuQXbn0Hk/s400/florence-and-the-machine_006524_1_MainPicture.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5433802810912343586" border="0" /></a><br /><br />Sonuç olarak keşfettiğim en iyi 5 grup içine rahatlıkla girerler diyorum yada şöyle diyeyim bu albümle girerler.Lungs gerçekten çok güzel bir albüm olmuş ve kesinlikle çok saygıdeğer-emek verilmiş.alayınıza tavsiye ediyorum ve kesinlikle dinleyin diyorum.pişman kalmazsınız.<br />Florence + The Machine - 9/10<br /></div> </span>tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8270496281906232028.post-29991421547561642432010-02-06T02:19:00.005+02:002010-02-09T10:24:48.917+02:00Üç Film Birden!<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8AIUHypG2GtVyQozF4Artzzltc5bJAWXtSOieCP-BxW0miHD2gk5svH1JdN8YJAdcVuVdqa7xMJxTWWkDvYCBb3pntiqXwtjGrpirSG0JYoyK7Crk1qF_HFHVTZdIiucK7j-u8ISLPU8/s1600-h/The.Boy.In.The.Striped.Pyjamas.2009.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer; width: 282px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8AIUHypG2GtVyQozF4Artzzltc5bJAWXtSOieCP-BxW0miHD2gk5svH1JdN8YJAdcVuVdqa7xMJxTWWkDvYCBb3pntiqXwtjGrpirSG0JYoyK7Crk1qF_HFHVTZdIiucK7j-u8ISLPU8/s400/The.Boy.In.The.Striped.Pyjamas.2009.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5433825059547667890" border="0" /></a><br />tatile girince tabii ki de film izleme heyecanım depreşti çünkü yurtta kolay kolay film izleyemiyordum.şimdi tatilde de hep dışarıdayım ve geziorum,içiyorum falan filan ama benm tatil anlayışım bu değilki.benim tatil anlayışım evde oturmak,bilgisayarda Dragon Age:Origins,Batman Arkham Asylum,Mass Effect 2 gibi oyunlar oynamak.sabahtan akşama kadar hep evde ve bilgisayarda olmak istiyorum.3-4 gün bana yeter sanırsam.benm tatil anlayışım bu çünkü en çok bunları özlüorm.neyse istanbul'da arada sırada bi iki film izledim.bunlardan üç tanesini şimdilik yazacağım.umarım yararlı olur heppppiniizee!<span class="fullpost"><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCN22jsQ-6FNEch-rtI-s7Kncj6fmfg9oJoTnjHjne7NwWt8IkdeL_rRzikBG4V_V0l2Pd36iXSGs_3cj-ucRNEcvYsEFCAk82RfZnh4UXqLM4F06CaXLRYmSHe1L-54DW58dd-ngpMVM/s1600-h/faye-chungking-express-poster1.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer; width: 280px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCN22jsQ-6FNEch-rtI-s7Kncj6fmfg9oJoTnjHjne7NwWt8IkdeL_rRzikBG4V_V0l2Pd36iXSGs_3cj-ucRNEcvYsEFCAk82RfZnh4UXqLM4F06CaXLRYmSHe1L-54DW58dd-ngpMVM/s400/faye-chungking-express-poster1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5433823906946709250" border="0" /></a><span style="font-weight: bold; color: rgb(204, 0, 0); font-style: italic;"><span style="font-size:130%;">Chungking Express</span></span><span style="font-weight: bold; color: rgb(204, 0, 0); font-style: italic;"><br /></span><br /><span style="color: rgb(255, 255, 255);">Bu film bayaadır arşivde duruyordu,çok da merak ediyordum açıkçası çünkü bu film uzakdoğu filmleri arasında bir kült film olarak görülüyordu.çoğu kişinin arşivinde görüyordum.bi şekilde buldum filmi fakat çekimi kötüydü yani sanki tv'den çekmişler gibiydi.ayrıca altyazısınıda anca buldum.Neyse filme gelirsek Kar Wai Wong'un herhalde en iyi filmi diyebilirz.ben diğer filmlerini şu an itibari ile izlemedim ama çoğu zaten kndi izlenecek listemde varmış.onları da izleyeceğiz zamanı gelince.Kar Wai Wong filmlerinin çoğunda Tony Leung ve Faye Wong'u oynatıyor.2046'da da başrolde oynuyorlar zaten.Filme gelirsek ben bu filmden bi bok anlamadım.yani şöyle; şimdi film senaryo olarak hoş,konu sıkıcı a</span><span style="color: rgb(255, 255, 255);">ma eğlenceli.muhabbetler aynı tarantinovari,saçma ama eğlenceli.bu filmin imdb'de bu kadar iyi puan almasını ve milletin bu kadar sevmesini ben anlayamadım.gerçekten farklı bir film ama o kadar güzel mi bilmiyorum.imdb'nin bana hayal kırıklığı yaşatan bir filmi daha çıktı.insanlar</span><span style="color: rgb(255, 255, 255);"> bu filme güzel demek için kafalarını öyle bir yormuşlar ki,hepsi fil</span><span style="color: rgb(255, 255, 255);">ozof olmuş! bu filmi beğendim beğenmesine ama dediğim gibi 8.0 eder miydi? bu arada bu filmi izledikten sonra kendimi resmi olarak bir Faye Wong manyağı ilan edebilirim.bu filmdeki rol yaptığı kızla evlenmek istiyo</span><span style="color: rgb(204, 0, 0);"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="color: rgb(255, 255, 255);">rum.bu kadar tatlı bir insan olabilir mi? böyle bir kız arkadaşım olsun,50 milyar borcum olsun hüleaaayynn! 7.6/10</span><br /><br /></span></span><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKS-ktJ3J2TF6PEX7GupU-d-IndBqhMdJ46YyeJJLZw99j1-39H-ebH7YsZS_14IO5JL_9ipvAw2EpE6_qLDas9hyphenhyphen_bRsiRyWHyg7pd2jUj5GP55DGpryOSOx7aSq0XjYjhA6VaweDSwE/s1600-h/issiz-adam.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer; width: 278px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKS-ktJ3J2TF6PEX7GupU-d-IndBqhMdJ46YyeJJLZw99j1-39H-ebH7YsZS_14IO5JL_9ipvAw2EpE6_qLDas9hyphenhyphen_bRsiRyWHyg7pd2jUj5GP55DGpryOSOx7aSq0XjYjhA6VaweDSwE/s400/issiz-adam.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5433823912056654002" border="0" /></a><span style="color: rgb(204, 0, 0);"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:130%;"><span style="font-weight: bold; font-style: italic; color: rgb(204, 0, 0);">Issız Adam</span></span></span></span><span style="color: rgb(204, 0, 0);"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><br /><br /><span style="color: rgb(255, 255, 255);">Sonunda izledim arkadaş.gelen geçen sırf bu filmi izlemedi</span></span></span><span style="color: rgb(192, 192, 192);"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="color: rgb(255, 255, 255);">m die beni azarlıyordu.ben Kurtlar Vadisi Irak'ı da bu yaz izledim noolcak lan?! iş türk filmlerine gelince içimde bir izleme isteği olmuo hacı ben ne yapiiim.bunu böyle yapan yegane filmlerden biri de yumurtadır.15 dakka izledim ve kalktım.bir daha yüzüne bile bakmadım filmin.film dediğin üzerinde 3 hafta düşündürtmemelidir, o düşüncesini 2 saat içinde etkili bir şekilde vermelidir ama yok! bizim eleştirmenler 2 hafta boyunca konuşur da konuşur.neyse...konu buraya nasıl geldi lan?! biz ıssız adam'a geri dönelim.beni bilen bilir ben çağan ırmak'ı sevmem.sevmememin nedeni kıskançlık olabilir çünkü o</span></span></span><span style="color: rgb(192, 192, 192);"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="color: rgb(255, 255, 255);">nun yaptığı atılımı ben yapacaktım lan sinema sektöründe.benim planlarımı çaldı çakal! babam ve oğlum filmini çok ama çok gereksiz buldum ve bu yzden bir linç edilmediğim kaldı.tamam film ilk filmi olup,güzel çekilmiş olabilir fakat 10. dakikadan itibaren sürekli ağlıyoruz arkadaş.ben insanların kalbine dokunayım,onlarda bu güzelliği hissetsin mantığıyla yola çıkmış ama arkadaş kalbimize tecavüz edio arkadaş! ben bu filmi otobüs yolculuğunda izledim,milletin zırlamasından ve sümkürmesinden uyuyamadım! film bitio bu seferde 40-50 yaşındaki kadınların film gerçekmiş gibi dedikodu yapması başlıyor.bu yüzden ben bu adamı sevmem fakat yiğidi öldür ama hakkını ver yada yiğidi öldür kaskını ver...neyse bunun gibi bişeylerdi işte.çağan ırmak ıssız adam'la gözüme girdi(sanki adamın ideali benim gözüme girmek gibi </span></span></span><span style="color: rgb(192, 192, 192);"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="color: rgb(255, 255, 255);">anlatıorum hea).konu iyi ama oyuncular daha da iyi.cemal hünal hakkında bir yorumum var.bu adam necati şaşmaz gibi rol modeli.sadece model,rolünü yapamıo bence ancak bayan oyuncu seçimi süper olmuş.melis birkan cuk gibi oturmuş.öyle uymuş ki role başka birini düşünemiyor insan onun yerine.mekanlar oldukça güzel ve müzikler fevkalade.çok çok güzel bir film olmuş yaw.bu tarz filmlerin devamı gelmeli diyorum.bu arada eğer dışarıda ıssız adamlar varsa dünyanın en salak insanlarından bazıları</span> <span style="color: rgb(255, 255, 255);">o</span></span></span><span style="color: rgb(204, 0, 0);"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="color: rgb(255, 255, 255);">lduklarını söyleyebilirm. 7.5/10</span><br /></span></span><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPDAV7B9_drQCo97TqHqOkBMImsXoHCZLpRqAQOQcOSeMhSSeZdt4vxTHZvW4nzu1U1Dux2FbcUcJXXwmK2GwJahQ4pj9vCMMKCukuHiFskVAY0Dss9UIvUcmx2cLJR1kSZXWxNg6zgME/s1600-h/2008_the_boy_in_the_striped_pyjamas_wall_002.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 250px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPDAV7B9_drQCo97TqHqOkBMImsXoHCZLpRqAQOQcOSeMhSSeZdt4vxTHZvW4nzu1U1Dux2FbcUcJXXwmK2GwJahQ4pj9vCMMKCukuHiFskVAY0Dss9UIvUcmx2cLJR1kSZXWxNg6zgME/s400/2008_the_boy_in_the_striped_pyjamas_wall_002.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5433823896628826050" border="0" /></a><span style="font-size:130%;"><span style="font-weight: bold; font-style: italic; color: rgb(204, 0, 0);">The Boy In The Striped Pyjamas</span></span><br /><br />işte bu filmler arasında en iyisi.gerçekten izlediğim en iyi 25 film arasına rahatlıkla sokacağım bir film.Yönetmen Mark Herman ve başrollerde Vera Farmiga ve David Thewlis var.Konusu ise Nazi askeri bir babanın ve vefakar bir annenin oğlu olan bruno'nun yeni taşındıkları evin bir toplama kampının yanında olmasını öğrenmesi ile şekillenir.konu tamamen bu olaylara bruno'nun bakış açısını göstermektedir ve onun etrafındaki olayları göz önüne serer.çok ağır bir konusu ve sonu olan bu film insanlığa bir tokattır bence.bayaa büyük bir tokat hemde.herkesin kesinlikle izlemesi gereken bir film.çok sarsıcı bir senaryo.zaten film John Boyne'un aynı adlı romanından uyarlanmıştır.filmin benim için önemli bir diğer yanı yönetmenin benmle aynı kafada olması.en azından bu filmde öyle olmuş.müzikler,mekanlar,konu hatta çekimler.filmi izlerken sanki ben çekmişim gibi hissettim.herşey o kadar rahat oturmuş ki.filmi çok beğendiğimi ve sonuna kadar tavsiye ettiğimi söyleyebilirim.bu filmi izlediğinizde bruno ile bir yolculuğa çıkacaksınız ve er geç bruno ile ter örgülere varacaksınız.böyle tel örgüler dünyanın dört bir yanında var, umarım asla rastlamak zorunda kalmazsınız. 8.3/10<br /><span style="font-weight: bold; color: rgb(204, 0, 0); font-style: italic;"></span></span>tranquillityhttp://www.blogger.com/profile/01373712687101505703noreply@blogger.com0