Pages

6 Eylül 2009 Pazar

25’th Hour(2002)


“A Spike Lee Joint” yazısıyla açılıyordu film. Zaten başından iyi bir film olduğu ya da bir eser olduğu anlaşılıyordu. Bunun da verdiği bir heyecanla izledik filmi.Benim 2. izleyişimdi filmi ama ilk izlediğimde o kadar çözememiştim filmi.İlk izlediğim zaman 6 sene önceydi insaf edin biraz!Neyse efendim başında da yazdığım gibi ‘25’th Hour’ bir Spike Lee filmi.Başrollerinde hepimizin yakından tanıdığı Edward Norton,Capote filmi ile Oscar kazanmış Philip Seymour Hoffman ve dizilerden de aşina olduğumuz Billy Pepper oynuyor.
Peki en baştan başlayalım Spike Lee kimdir? Hala bunu bilmeyen densizler varsa hemen cevaplıyorum. Son zamanlarda çektiği en popüler film ‘Inside Man’.Denzel Washington, Clive Owen ve Jodie Foster’ın başolu paylaştığı 2006 yapımı film. Peki başka bilinen filmleri yok mu Spike Lee’nin?He Got Game,Do The Right Thing,Malcolm X,Clockers,Jungle Fever…Gerçekten övgüyü hak eden bir yönetmen.Çoğu zaman filmlerinde ırkçılık temasını işleyen yada New York’un sokaklarını kendine konu edinen ünlü yönetmen için bu film bir milattır.25’th Hour tamamen bildiğimiz Spike Lee filmlerinin dışında.
Filmin konusu şöyle: Eski bir uyuşturucu satıcısı olan Montgomery Brogan hayatında yeni bir sayfa açmak ister. Sevgilisi ile yaşamakta olan Monty’nin evini bir gün polisler basar. Bol miktarda uyuşturucu ve para bulurlar. Monty tam 24 saat sonra hapishaneye atılacaktır. Monty ise onu kimin ispiyonladığını bulmaya çalışır. Bu arada en iyi 3 arkadaşıyla ve sevgilisiyle son saatlerini iyi geçirmeye çalışır.
Bir adamın korkularını en saf haliyle görüyorsunuz bu filmde. Edward Norton’u ayrı bir öpmek istiyorum. Alnından, arkadaşlar lütfen! Mükemmel bir oyunculuk çıkarmış yine. Bu adam yüzünden köpeğim olursa ismini Doyle koyabilirim! Bir de aynada kendi kendine millete sövdüğü sahne yok mu? İşte o sahnede oyunculuğun kitabı yazılmış diyebilirim!
Film o kadar doğal ki eleştirecek bir sürü konu buluyor kendine. Ayrıca da bize eleştirecek bir sürü konu veriyor. İnsan duygularını, iniş çıkışlı hayatları, hayatta nefret ettiğimiz kişileri, sevdiğimiz kişileri ve bu insanların aslında nasıl insanlar olduğunu düşünmemizi sağlıyor. Film tamamen insan doğası ile ilgili harika bir başyapıt. Ayrıca filmin mekânları ve müzikleri ayrı bir güzel, bunları atlamak olmaz.
Sonuç olarak Spike Lee ve Edward Norton’u aynı filmde bulduysanız, kaçırdığınıza pişman olursunuz!

2 yorum:

  1. ay bu filmi izleyeceğim ne zamandır indiremedim de hala.Edwardcığım varsa kötü değildir zaten.Bugün iniyor allaha şükür.Haftasonu izlerim :=)

    YanıtlaSil
  2. cık cık cık çooohh ayıp!

    YanıtlaSil

Dil Pabuç Gibi!